Emniyetten yarı baygın bir şekilde çıktığımda Aslan hemen bana yetişti.
"Kendi evine falan gitmiyorsun. Otelde kalacaksın."
"Ağzımı bozmak istemiyorum Baş Komiser Aslan."
"Ağzın yeterince bozuk zaten Dedektif Verda."
Ters ters suratına baktım.
"İstanbul Katili seni takip etti bugün! Birkaç saat önce! Nasıl evine gidebilirsin?"
"Herif her türlü beni buluyor zaten Aslan. Daha fazla kimseye rahatsızlık vermek ve yük olmak istemiyorum. Sakın yük değilsin falan diye başlama gene. Kimse bana iyilik yapmak zorunda değil. O otelde yer işgal ediyorum. Ayrıca rahat da değilim."
Aslan sıkıntıyla derin bir nefes verdi. Motorumun yanına geldiğimde ofladı.
"Araban otelde. Onu ne yapacaksın?"
"Eşyalarımı almam gerekiyor zaten. Yarın hallederiz. Emniyete gitmeyi planlamıyorum. Sen çıkışta beni evden alabilir misin?"
"Alırım."
"Tamam. Otele geçeriz, ben eşyalarımı toplarım sonra da arabamı alır geri eve dönerim."
Aslan sıkıntıyla etrafına baktı.
"Hiç içime sinmiyor böyle."
"Sinsin o zaman. Gerçekten çok yorgunum. Bir an önce eve gitmek istiyorum. Görüşürüz Aslan Baş Komiser."
İstemeye istemeye gülümsedi.
"Görüşürüz Verda Dedektif."
Kaskımı ve eldivenlerimi taktım. Motoruma atlayıp evin yolunu tuttum. Bir andan da arkamı sürekli kontrol ediyordum. İstanbul'un beni tekrardan takip etmeyeceğini, en azından bu şekilde takip etmeyeceğini biliyordum ama yine de huzursuzdum.
Eve geldiğimde motoru otoparka bırakıp asansöre bindim. Sırtımı asansör aynasına yaslayıp gözlerimi kapattım. Nasıl da uykum vardı! Umarım İstanbul bu gece cinayet işlemezdi de uyuyabilirdim.
Asansörün kapısı açıldığında inip çantamdan anahtarımı çıkardım. Eve girip arkamdan kapıyı kapattım. Hızlıca banyoya girdim. Üstümdekileri çıkarıp kendimi sıcak suyun altına bıraktım. İşimi olabildiğince hızlı halledip çıktım. Bornozumu giyip kafama havlu sardım. Banyodan çıktığımda odama yöneldim. Yatak örtülerini ve yastık kılıfını değiştirdim. Daha sonra da kendimi yatağa attım. Şu mükemmel hissi başka hiçbir şey veremezdi.
Gözlerimi kapatmış yatakta yatarken telefonum çalmaya başladı. Acıyla inleyerek zorla yataktan kalktım.
"Ne olur cinayet işlememiş ol, ne olur!"
Telefonumu aldığımda arayan kişinin Afra olduğunu gördüm. Rahat bir nefes verdim. Mutlu olduğum şeye bak! Diğer insanlar hayatında nelere mutlu olur ben nelere mutlu olmak zorunda kalıyorum.
"Efendim?"
"Verda nasılsın? Ne yapıyorsun?"
"Hiç. Yatıyordum, sen ne yapıyorsun?"
"Ayy, uyandırdım mı?"
Kafamı iki yana sallarken bir andan da tekrardan kendimi yatağa atmıştım.
"Hayır uyandırmadın. Uzanıyordum öyle."
"İyi bari. Bu cumartesi buluşuyoruz değil mi? O kadar söz verdin bak. Hem sana anlatacaklarım var."
Afra'nın sesi o kadar heyecanlı geliyordu ki susmak zorunda kaldım. Zerre dışarı çıkasım yoktu şu sıralar. Ama onun heyecanı ve bayadır görüşemiyor olmamız elimi kolumu bağlıyordu. Sesimi hevesli tutmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Katili
Misterio / SuspensoYüzümdeki kar maskesinden dolayı görmeyeceğini bilsem de tek kaşımı kaldırdım. "Niye beni kaybetmek istemiyormuşsun? Yoksa elinde şantaj yapıp kullanabileceğin kimse kalmadı mı?" Cümlemi bitirir bitirmez kafamı araba camından çıkarıp arkamızdaki pol...