Yeni Kayıtlar

221 22 81
                                    

''Hala gelmediler mi?''

''Yakında burada olurlar.'' demesiyle göz devirdim. Son on dakikadır 'Yakında' deyip duruyordu.

''Pek yakın değil sanki.''

''Geldiler.'' dedi ve bir anda arabadan indi. Ben de kafamı hemen pencereye çevirdim. İstanbul'un dediği gibi iki kişiydiler. Birisi uzun diğeri kısaydı. Aralarında hatrı sayılır bir boy farkı vardı. Uzun, siyah, cüppe gibi bir şey giymişlerdi. Yüzlerinde siyah bir maske vardı. Karanlıkta insan gibi değil de Karabasan gibi duruyorlardı. Hatta ellerine bir tane orak versek Azrail bile diyebilirdim.

Onlar Hırsızlar Çetesi'nin liderleriydi.

İstanbul elleri cebinde rahat bir şekilde yanlarına gitti. Şu anda gözümün önünde üç karaltı duruyordu. İstanbul onlarla özel olarak konuşmak istemişti ama yeri ve zamanı onlar belirlemişti.

İstanbul onlarla ne konuşmak istiyordu bilmiyordum. Söylememişti. Ama yüz yüze konuşmakta ısrar ettiğine göre önemli olmalıydı.

Üçü de hareket etmiyordu. Sanki öylece dikiliyormuş gibi duruyorlardı.

''Ne konuşuyorsunuz bu kadar ya?''

İstanbul'a ne kadar gelmek istediğimi söylesem de kabul etmemişti. Hatta kendi kafama göre iş yapıp arabadan çıkarım diye özellikle yanıma maske almamı engellemişti.

''Madem hiçbir şey yapmayacağım beni niye yanında götürüyorsun?''

''Yanımda götürmesem niye götürmedin diye başımın etini yersin dedektif.''

''Beni arabadan indirmediğin için başını etini yemeyeceğimi mi sanıyorsun?''

''Onu ikiye katlamanı engelliyorum dedektif.''

''Mal.'' diye söylendim kendi kendime. ''Gıcık, pislik, geri zekalı, aptal.''

Oflayarak birkaç dakika daha bekledim. Üçü de gram hareket etmemişti. En sonunda İstanbul küçük bir baş hareketi yapıp arkasını döndü. İstanbul arabaya doğru gelirken çetenin liderleri de ters yöne doğru ilerledi.

İstanbul kapıyı açıp yanıma oturduğunda heyecanla ona döndüm.

''Ee? Ne konuştunuz?''

İstanbul kafasındaki kar maskesini çıkarıp saçlarını karıştırdı. Maskeyi cebine sıkıştırırken sırıttı.

''İkisini de sevdim. İyi insanlar.''

Tek kaşım havaya kalktı.

''İyi insanlar? Hırsızlar? Doğru, suçlu suçluyu sever.''

Gülerek arabayı çalıştırdı.

''İyiler iyi. Sıkıntı çıkarmayacaklar bize.''

''Sıkıntı çıkarma ihtimalleri mi vardı?''

''Herkesin vardır. Senin bile dedektif.''

Kaşlarım çatıldı.

''Öyle mi canım?'' dedim küçümseyerek. ''Acaba neden sıkıntı çıkarıyorum? Düşünelim mi biraz?''

''Sen istediğin kadar düşün tahminlerini de bana söyle dedektif. Benim aklıma hiçbir mantıklı neden gelmiyor da.''

''Pişkin!''

''Canım'a ne oldu?''

''İstanbul!'' diye yükseldiğimde kahkaha attı.

''Utanma utanma. İnsanlar sevdiğine 'canım' diyebilirler dedektif.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İstanbul KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin