Kalbim midemde, kafamın içinde, kulağımın dibinde atıyordu. Hayatımda bu kadar heyecanlı olduğum an sayısı nadirdi.
Az sonra iddianın sonucunu öğrenecektik.
İstanbul sandalyesinde oturmuş, karşısındaki bilgisayara rahat rahat bakıyordu. Ben de yanında duruyordum ama ben onun kadar rahat değildim.
İstanbul en son Aslan'ın ekibinin Riccardo'yu yakalamaya gittiğini söylediğinde de heyecanlıydım fakat şimdiki gibi kusacak kadar değildi.
Riccardo yakalanmıştı ve üzerinden sekiz gün geçmişti. İstanbul'un dedğine göre medya onunla çalkalanıyordu. Başta İtalyan ve Türk basını olmak üzere farklı ülkelerdeki haber yayıncıları da takip ediyordu. Ve bugün mahkeme sonucu belli olacaktı.
Bir elimi boğazlı kazağımın yakasına götürüp çekiştirdim. Şu soğukta terlemiştim.
''Ecel terleri mi döküyorsun dedektif?'' dedi eğlenen bir ses tonuyla.
''Kes sesini de işine bak.'' dedim ben de ters çıkan sesimle.
''Kaç kere söyleyeceğim dedektif? Benim işim sensin.''
''Birkaç dakika sonra iş miş kalmayacak.''
Kendimden emin çıkan sesimle ister istemez gurur duydum. Sikeyim, midem gerçekten kötüydü. Regl ağrısı falan da değildi bu. Gerçekten kusmak istiyordum.
''Göreceğiz.'' dedi sırıtarak. Yan yan ona baktım.
İblis gibi sırıtıyordu şerefsiz.
Derin ama sessiz bir nefes alıp bakışlarımı bilgisayardan ayırmamaya çalıştım. Ekranda bir sürü muhabir ve kameraman binanın önünde bekliyordu. Polisler hepsinin önüne barıyer olmuştu.
''Birazdan Riccardo çıkacak.''
Kafamı çevirme zahmetine girmedim. İstanbul ise yüzünü daha çok yüzüme yaklaştırıp sanki bir masal söylermiş gibi sakinleştirici bir tonda konuşmaya devam etti.
''Hiçbir şey demeden arabasına binip toz olacak. İtalya'ya gidiyormuş gibi görünecek. Sanki orada da duruşmaya çıkacakmış gibi. Ama ne tesadüf ki yolda ölmüş olacak. Daha doğrusu kendini ölü gösterecek.'' Daha da yaklaştığında dayanamayıp kafamı ona çevirdim. Yeşil gözleri çok yakınımdaydı. ''Ve herkes onu ölü sandığında, ortalık yatıştığında yediği halta devam edecek.''
Masal değil de korku hikayesi gibi anlatıyordu. Yüzündeki sakin gülümseme iyice gerilmeme neden oldu.
Yutkunma Verda. Sakın yutkunma, çok yakınında, fark eder!
Geri çekilmediğinde daha fazla dayanamayıp ben geri çekildim. Bakışlarımı kaçırırken İstanbul da tekrar sandalyesinde arkasına yaslanmıştı.
Çıkmayacak dediği! Ben kazanacağım!
Başımın ağrıdığını hissettim. Hadi anasını satayım ya! Suçlu bir adamı hapse atmak bu kadar mı zor?
İstanbul'un telefonu çaldığımda yerimden sıçradım.
''Beklediğimiz haber geldi dedektif.''
Aslan arıyordu. İstanbul gözlerimin içine baka baka telefonu açtı. Hoparlöre alıp telefonu ortamızda tuttu. Gözlerini asla benden ayırmıyordu.
''Evet dostum, söyle bakalım sonuç neymiş.''
''Birazdan videoda göreceksiniz zaten ama olsun.''
Bir sessizlik olduğunda nefes bile almadığımı fark ettim. Aslan'dan ses kesildiğinde dayanamayıp sinirle bağırdım.
''Konuşsana lan! Niye susuyorsun?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Katili
Mystery / ThrillerYüzümdeki kar maskesinden dolayı görmeyeceğini bilsem de tek kaşımı kaldırdım. "Niye beni kaybetmek istemiyormuşsun? Yoksa elinde şantaj yapıp kullanabileceğin kimse kalmadı mı?" Cümlemi bitirir bitirmez kafamı araba camından çıkarıp arkamızdaki pol...