Zehra, Osman, Duru, Funda ve ben oturmuş Lucifer izliyorduk.
Şafak'ı, Lucifer'a benzetmem normal miydi?
Lucifer düzelmezdi de Şafak'tan umudum vardı... Adam edecektim ben onu!
Şafak'ı özlediğim için Funda'yı kesiyordum şu an.Abisi gibi uzun boyluydu. Elmacık kemikleri abisi gibi belirgindi... Siyah saçları vardı yine abisi gibi... Kalın dudakları vardı yine abisi gibiydi...
Funda'nın bağırışıyla kendime geldim."Beni öpecek misin Zeynep?"
"Ha?"
"Diyorum ki beni öpecek gibi bakıyorsun hayırdır?”
Zehra sırıtıyordu Duru'yla birlikte.
"Dalmışım..." dedim.
Osman Funda'sına dönüp;
"Seni benden başkası öpemez aşkım. Öptürmem!"dedi.Funda; "Ovv benim maço erkeğim! Ama çok kaptırma kendini bu ilişkide sözü geçen benim biliyorsun!" dedi Osman'ı yanağından öperek.
Tövbe sanki öpeceğim bunlar da yani... Abin benim ellerim için camlara tırmanıyor naaber?!
Egonu yesinler Zeynep... Juliet oldun aleme...
Nerededir acaba şimdi? Özlediğimi biliyor mudur? Asıl soru: Yaşıyor mudur?
En son ihtimal öyle canımı acıttı ki bir anda her yer siyah beyaz geldi gözüme. Duru Zehra'ya dönerek;
"25 Haziran'da Harbiye'de Duman'ın konserine bilet alalım bitmeden," dedi."Oooo unutmayalım! Hemen!" diye fırladım yerimden laptopla kredi kartımı almaya.
Biz o işi hallederken bir anda abim geldi.
"N'aber gençlik?"
"Oo Selamün aleyküm asker traşlı! Fena yemişsin tongayı!” derken Osman abimin üçe vurulmuş saçlarına sırıtıyordu.
Sus Osman adam unutmuş niye sokuyorsun aklına beni...
Abim pis pis baktı bana.
"Abi yüreği işte dayanmıyor, yoksa o da benim gibi yastıkta saçıyla uyanırdı!"
Osman, Ekrem abimin sırtına vururken neşeyle alaya alıyordu onu.
"Yaz geldi artık Ekrem abi. Hadi çal bi gitar da dinleyelim!” dedi. Abimin gönlünü almıştı bir yandan da. Abimin sesi benden de güzeldi. Oturup sabaha kadar dinlemelikti.
Abim gitarını alıp kış bahçesinde Kazım Koyuncu'nun İşte Gidiyorum şarkısını söylerken hepimiz oturmuş onu dinliyorduk büyülenmiş gibi... Elimizde kuru yemişler birlikte olmanın tadını çıkarıyorduk.
Camekandan dışarı bakıyordum ki öylesine dönüp abime baktığımda, o da şarkıyı söylerken bana baktı gülümseyerek, Ne küslük var, Ne pişmanlık kalbimde diye söyledi bana imayla. Sanırım saçlarını kesmemi ima ediyordu.
Sesin uzaklaşır her bir adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum…Ona hem dudaklarımla, hem kalbimle gülümsedim. Ne kadar didişirsek didişelim kardeşimdi o benim...
Canımdı.
☆☆☆☆☆☆☆☆
"Yaa çekirdek yedim o kadar sivilcelenmem inşallah,” dedim bi yandan çekirdeğimi çitlerken.
Hediye Teyzelerde, Funda'nın odasındaydık.
"Sevgilin burada yok nasıl olsa bi'şiycik olmaz!” dedi Zehra.
Duru imayla kaşlarını kaldırıp Funda'ya doğru bağırdı.
"Eveet! Sevgilisi askerde!"
Funda bu duyduğuyla gözlerini kocaman açtı.
"Neee?! Sevgili mi yaptın? Kim?! Çabuk söyle!”
Zehra elini kaldırıp; "Durun! Durun! Funda tahmin etsene kim ?" dedi çekirdeğini yandan çitleyerek.
"Ne bileyim kim? Yakınlarda hiç askere giden olmadı ki?"
Zehra gözlerini devirip; "Abin nerde gerizekalı?!” diye tersledi.
Funda; " Sensin gerizekalı!" Diye Zehra'ya laf yetiştirmeye çalışırken aniden dondu kaldı. "Bi dakka yaa? Abim ne alaka yaa?" derken gözlerini kocaman açtı ve bir cevap bekler gibi bana bakmaya başladı...
Yerin dibine girdiğimi hissettim.
Funda tekrar konuşmaya başladığında şok yaşıyordu..
"Nası yaaa! Ohaa ne ara? Nası ya ciddi ciddi yani... Gerçi sen ciddi olmayan işe başlamazsın da abim faktörü beni biraz şaşırttı. Sen eminsin di mi 'Sevgiliyiz' dedi yani di mi sana?"
Hafif bir gurur yaparak;
"Niye emin olmayayım yaa? Kendi kendime mi gelin güvey olcam yani ben! Evet hatta ilk o bana sevgilim dedi," dedim.Funda; "Ay ben şok!” der demez sonrasında devam etti.
"Gerçi biri olacaksa hayatında sen ol zaten, hem aramızda kalsın ben söyleyeyim annem de göz koymuştu sana son zamanlarda... 'Zeynep' şöyle iyi 'Zeynep' böyle iyi diye abimin başının etini yiyordu. Hatta o sabah Saynur'la karşılaştığında gözlerin dolu doluydu ya anneme kahvaltıda anlatıyodum abim direkt geldi böyle 'bi de bana en baştan anlat' dedi, ama aklımın ucundan geçmedi..."
Ay yoksa annesi dedi diye mi senle sevgili oldu Zeynep!
Yok be hiç de anakuzusuna benzemiyor ama...
Funda; Zehraya gözdevirirken konuştu.
"Bazılarının aksine ... Bak sana ben ömür-ahret söz veriyorum, sana görümcelik değil kardeşlik yaparım!" derken yastığı da Zehra'ya fırlatıp arada biriken hıncını aldı.
Funda'ya gülerken; "Sen benim zaten kardeşimsin," deyip öpücük attım.
Durmaksızın kıkırdayan Zehra'yla Duru'ya da; "Sizin sevgiliniz olsun elimden çekeceğiniz var!”" diye tısladım.
Zehra da Duru da 'ya he he' diyerek başlarını aşağı yukarı sallamaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAK VAKTİ
Novela JuvenilVakit, vuslat vaktine çok hasret kala, Hazan vaktinin en karanlığında, Ne yaman bir ayrılıktır ki Muhtaç etti beni kırık hatıralara. Hiç bitmeyecek sanıp tam alışmışken gecemin karanlığına, Umulmadık vuslatın ışıkları vurdu ve vakit erdi şafağa... 🌅