Herkese merhaba, nasılsınız?
Bölümü okurken satır aralarına yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar ✨
🌠
"Ruhum ay ışığına teslim olana dek seni seveceğime yemin ederim."
Ay ışığı, kurtların ölümünde ruhlarına yoldaşlık ederdi. İlk kurt Luna'nın ay ışığından yaratıldığı söylenirdi ve bir kurt için bu yemin, edebileceği en büyük yemindi. Ölene dek seni seveceğim ve eğer ay ışığı ruhumu yaşatacaksa o zaman da seni sevmeye devam edeceğim, demekti.
"Ruhum yıldızlara karışana dek seni seveceğime yemin ederim."
Her Koruyucu bilirdi ki, öldükten sonra ruhları gökyüzünde bir yıldız olarak yoluna devam ederdi ve yaşamı son bulduğunda dahi yaşama katkısı olurdu. Bir Koruyucu için bu yemin, edebileceği en büyük yemindi. Öldükten sonra da senin için var olmaya devam edeceğim, demekti.
Yeminlerimiz sessiz gecenin üzerinde asılı duran yıldızları belirginleştirip ay ışığının üzerimize vurmasına neden olurken birbirine dolanmış parmaklarımızın arasında bir titreşim oluştu. Fergus Maddox, İkarios kalesinin yeni Baş Büyücüsü, kutsallığın simgesi olan büyü çanağının içindeki beyaz parıltılı suyu küçük bir el hareketiyle hareket ettirdi ve bileklerimizin etrafına dolanan su, büyüyle beyaz bir ışık saçtı.
Üzerinde uzun cübbesi, arkasında İkarios kalesinin sunağının resimli duvarları, gözlerinde hüzünlü bir mutlulukla bir bana bir Ares'e baktı ve gülümsedi. "Baş Büyücülüğün sağladığı imkanlarımla ve sevginize en yakından tanıklık eden kişi olmam dolayısıyla bu töreni kutsuyorum. İsteğinizi yerine getirerek sizi iki eş ruh ilan ediyorum. Yaşamda ve ölümde, yeminlerinizin ışığında artık yalnızca birbirinize aitsiniz."
Bakışlarımı zorlukla bileklerimizin ve ellerimizin etrafında dolaşan akımdan ayırıp karşımda, ay ışığıyla kutsanmış gibi görünen adama çevirdiğimde gülümsemeden edemedim. Belki de gülümsemeyi hiç bırakmamıştım çünkü yanaklarımda tatlı bir sızı vardı. Ares ellerimizi ayırmadan beni kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Bu kez farklıydı, dokunuşu bile olağandışı geliyordu. Biz evliydik.
İkarios'un yönetimini ele geçirmemizin üzerinden yalnızca on dakika geçmişti ve Fergus'ın Baş Büyücülüğü kabul etmesinin ardından onu bu törene ikna edebilmiştik. Baş Büyücü olmaya talip olduğunu küçük bir adakla belli etmiş, Acetes'in onayını alarak görevine başlamıştı ve bir dakika sonrasında ise ilk törenini gerçekleştirmişti.
"Artık bir Nobrent oldun." Ares keyifli keyifli gülerken ellerimizi sarmalayan akım en sonunda söndü ama ellerimiz yine de ayrılmadı. "Aria Nobrent."
"Torres." diye düzelttim. "Aria Torres. Öleceksem bu soyadı taşıyarak ölmek isterim. Fakat olur da bir mucize olursa, ölmezsek ve ben yanında kalabilirsem senin soyadını da taşımayı çok isterim."
"İkisini de kullanmaya ne dersin?" Benimle bir anlaşmaya varmak ister gibi baktığında gülümsedim. Kana bulanmış elini yüzümde dolaştırdı. "Evliliğimizin ilk dakikasından tartışmayalım."
"İkisini de kullanmak bana uyar." Kafamı salladığımda nefesini bırakarak güldü. Yanımızda Fergus dışında kimse yoktu. Bu ana sevdiğimiz kimse şahitlik edememişti ama beklemeyi göze alamazdık. Buradan ayrıldığımız andan itibaren yan yana durmaya bile vaktimiz olmayacağı kanaatindeydik. Bu yüzden de Fergus'ı töreni yapması için ikna etmiştik. Yıllar evvel desteklediği kadının ve hayata döndürdüğü adamın evlilik törenlerini yapmaktan mutluluk duyuyordu. Bunu gizlemeye çalışsa da yaşlarla dolan gözleri onu ele veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avery: Son Dördün
Fantasy-Avery serisinin üçüncü kitabıdır. Karanlığın karşısında diz çökme, henüz yıldızlar kaybolmadı.