36. Bölüm

406 55 45
                                    

Herkese merhaba, bölümü bu kadar geç attığım için özür dilerim ama o kadar uzun olmuş ki tekrar tekrar kontrol ederken saatler harcadım ve bugün pek hoş bir gün geçirmiyorum. Umarım sizler iyisinizdir ❤️‍🩹

Bölüme geçmeden hepiniz çabuk Avery playlistini açın ve dinlemeye başlayın (Spotify kullanmayan varsa yakında listeyi paylaşacağım)

Bölüm sonunda, oraya sağ salim varabilirseniz, görüşürüz.

Bölüm şarkısı;
Fall Out Boy - Centuries

🌠

Vincent Williams'ın güncelerinden,

6. günce 3. bölüm, sayfa 224

-\-\1160

(Günceye bulaşan kandan dolayı tarih belirsizdir ve bazı kısımlar okunmamaktadır.)

Ölmeyi bu kadar dilediğim ve ondan delicesine korktuğum bundan başka tek bir an dahi olmadı. Onu hissediyorum. Eski bir dostun kucaklaması gibi sıcak, düşmanın kılıcı kadar da kindar. Ölümü beklemek zordur derler, oysa ölümün senden evvel dostlarına görünmesini izlemenin zorluğu ile boy ölçüşemez.

(...) yıldızların arasına gömün beni. Toprak sevdiklerimin kanlarıyla yeterince ıslandı, yüzüm yok ona gitmeye. Kaybetmeye öyle yakınız ki... Her şey bir anda yaşanıyor. Açlıktan ölenlerin haberlerini alıyoruz. Yerleşim alanlarına giden yollar tıkandı. Ne yemek bulunuyor ne içecek bir damla su. Yağmur yağsın diye uğraşıyor büyücüler. Ancak yağmur bulutları da karanlıkla zincirlenmiş, yanıt vermiyor onlara.

Askerlerim güçten düşmeye başladı. Açlığın, deliliğin ve ölümün sınırlarında dolaşıyoruz. Gittikçe zayıfladım. Kollarım, zamanında kolayca kaldırabildiğim kılıcımı bile kaldırmakta güçlük çekiyor. Aç ve susuz savaştığımız saatlerin sonunda geriye çekildik. Alchera biraz daha yaklaştı ve sürdü bizi ölümün kurak topraklarına.

Çok yakın (...) Bir ışık, yıldızların yaratıcısı, bir ışık yolla bize. Bir tutam umuda, cılız da olsa bir ışığa, karanlığı aldatacak bir hilekara ihtiyacımız var. Duy sesimi, duy savaşın sesini, duy yalvaran bu sesleri...

Bir anlaşma yapıldı yıldızların altında. Ölüler tanıklık etti, ölülerin yoldaşının dizelerine. Şimdi o pelerinin bu topraklardaki kanı süpürmesinin vaktidir. Şimdi ölümün dostunun, geleceği şekillendirmesinin vaktidir. Şimdi bizler için ölüm, sizler için yaşam vaktidir.

Savaş alanı öyle bir yerdir ki en cesur savaşçılar cesaretlerini yitirir, en korkusuzlar korkuyla tanışır, en güçlülerdir önce güçsüz düşenler. Zaman kavramı birçoğu için anlamını kaybeder. Yalnızca yanı başında sevdiği birinin ölümünü izleyenler bilir zamanın kıymetini bir de doğru anı kollamazsa dünyanın yıkımına sebep olacağının farkında olanlar.

Fakat en çok da kendi sonunun yaklaştığını anlayanlar bilir zamanın kıymetini. Alchera, durdurulması olanaksız bir çığ gibi yaklaşan sonunu seyrediyor ve her geçen an paniğe kapılıyordu. Panik, onun öfkesini gün yüzüne çıkarıyordu. Onun öfkesi ise, birçok ölümün nedeniydi.

Kıyıya vuran tsunami misali üzerimize çullanan karanlık karşısında savunmasız kaldık ve bir süre hiçbir göz göremedi. Ne ölümler kaldı ne yeryüzü ve gökyüzü ne de tek bir ışık, dipsiz bir karanlık adeta evreni yuttu.

Avery: Son DördünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin