Merabalar
Keyifli okumalar.
******************************
İçi tamamen boşalmış olan valizini kenara sıkıştırıp ellerini beline koydu Blaise. Yeni odaya taşınmak demek yeni düzen demekti. Gözlerini arkasına,yatakta oturan küçük çocuğa çevirdi.Ron öylece yatakta oturmuş,yeri izliyordu. Kaşlarını çattı Blaise,onun yaşında bir çocuğun bu kadar sakin olmaması gerekiyordu,bir sürü soru sormaya başlaması,mızmızlanması gerekiyordu. Ama o sadece duruyor,ona bir şey sözlenirse veya istenirse konuşuyordu.
Omuz silkti,Weasley'in çocuklığundan ona neydi ki?
Hermione ve Harry'nin onun için getirdiği valize bakıp iç çekti,tabi ki beş yaşındaki bir çocuğun bunu tek başına yapmasını bekleyemezdi. Valizi kendisine çekerken Ron kısa süreliğine kafasını kaldırıp ona baktı,ama göz göze gelince anında kafasını indirip yerine biraz daha sindi. Blaise bunu utanmasına bağlıyordu.
Kıyafetleri önüne dökerken kaşları onaylamazca çatıldı,bu kıyafetlerin hepsi on sekiz yaşındaki Ron'a aitti,küçük Ron'un bunları giymesine imkan yoktu. Cebinden asasını çıkarırken Ron'un kısa bir nefes aldığını duydu,pek umursamadı. Ona sadece ölmeyeceği kadar bakacaktı, o kadar.
Bir büyü fısıldarken bütün kıyafetleri küçülmüş,ona uygun boyuta gelmişti bile.
Kıyafetlerin yanında ufak bir kutu daha gelmişti,içinde ne olduğunu biliyordu,çünkü üzerinde Ron'un yada Hermione'nin el yazısıyla "ℛ𝒪𝒩 𝒲ℰ𝒜𝒮ℒℰ𝒴'" Yazıyordu. muhtemelen genç çocuğun kıyafet dışındaki eşyalarıydı.
İşini bitirip yatağına oturdu Blaise,ellerini önünde birleştirirken gözleri küçük çocuktaydı. Hiç sesini çıkarmadan,öylece oturuyordu. Kafasını bile kaldırmıyordu. "Hey." Blaise'in seslenişiyle kafasını kaldırdı Ron.
Siyahi genç tam olarak kendisine bakıyordu,yüzü çok sertti Blaise'in,bu yüzden derince yutkundu,onu kızdıracak ne yapmıştı ki? "Adın ne senin?" Ufak bir konuşmadan zarar gelmezdi değil mi?
"Ron Weasley." "Hmm. Bende Blaise Zabini. Memnun oldum." Küçük Ron kaşlarını hafifçe çattı "Blaese?" Blaise kafasını iki yana salladı "Hayır,Blaese değil. Blaise." "Blaise?" "Evet,doğru Blaise."
Ron çekingen bir şekilde önündeki gence bakarken Blaise'in aklında sorular dolanıyordu. Savaşta korkusuzca lanetler savuran,pek çok ölüm yiyenin sonu olan,cesur Ronald Weasley'in çocukluğu neden bu kadar çekingendi?
"Kaç yaşındasın Ron?" Ron bir süre düşündü "Annem artık koca bir oğlan olduğumu söylüyor,ama yaşımı hiç söylemedi." dedi masum bir sesle ,parmaklarıyla oynayarak. Blaise dudaklarını ıslattı "Anladım." Ron ona soran gözlerle bakmaya başlayınca "Ben on sekiz yaşındayım." diye yanıtladı Blaise.
"Bill ile aynı yaştasın..." diye mırıldandı Ron,bu sanki bilmeden demiş gibiydi. Gözlerindeki özlem Blaise'in dikkatinden kaçmamıştı.
Gözlerini odada asılı bulunan saate çevirdi,akşam on bire geliyordu. "Yatma vakti küçük adam." Ron ona bir süre baksa bile ayaklanıp odanın banyosuna doğru gitti,Blaise kaşlarını çattı,ona küçük adam demek ona neden tuhaf gelmişti ki?
******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Fikirlerinizi,hikayenin gidişatı hakkındaki fikirlerinizi buraya bırakın lütfen:
Belki bu kitabın 2.çıkarırım,kim bilir :)
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oops!
FanfictionBlaise Zabini Ronald Weasley'in çocukluğuna bakmak zorundaydı.-BLAİRON