9

666 68 35
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

Sabahın erken saatleriydi. Ancak Hogwarts koridorlarında çoktan uyanmış öğrenciler dolaşıyordu. Kucaklarında kitapla yürüyen Ravenclaw'lar,onlardan not almaya çalışırken onları delirten diğer öğrenciler ve hatta Ravenclaw olmamasına rağmen bunaltılan bir sürü öğrenci. Tam olarak Hogwarts için normal bir görüntüydü. En azından sınav ayında yani.

Ancak bu gün öğreciler biraz nefes alabilecekti,çünkü bu gün Hogsmade günüydü ve herkes ihtiyaçlarını giderebilmek için Hogsmade'e gidecekti. Altın ve Gümüş üçlü de buna dahildi.

Hermione bile bu gün için ders çalışmayı ertelemiş,sabahın erken saatlerinde hazırlanmıştı. Bir yandan ise Pansy ve Draco onlara yetişmek için erkenden kalkmıştı. Siyah saçlı cadı kabarık saçlı cadı için adeta onu sürüklerken Draco ise sadece orada olduğu için gitmeye tamam demişti.

Blaise az önce yanından ayrılan arkadaşlarına kafasını sallayarak odaya geri döndü. Pansy Hermione için bu kadar erkenden sözleşmişti. Draco ise Harry için. Kendisi ise Ron ile gidecekti. Aslında,o da erkenden kalkıp giderdi,ama Ron'un uykusunu bölmek istememişti.

Bir kaç dakika sonra Ron kalkarken gözlerini ovuşturup ona baktı "Günaydın." "Günaydın Ufaklık,hadi hazırlan gidiyoruz." Ron anlamazca yüzüne baktı "Nereye?" Blaise biraz düşünür gibi oldu "Birazcık alışveriş yapacağız." Ron kafasını salladı,annesiyle çok gitmişti,hiç eğlenceli olmazdı. Annesi hep kendi beğendiği şeyleri alır,yada sadece diğer kardeşlere alınırken yanında beklerdi.

"Hadi." omuz silkip yataktan inerek banyoya doğru ilerledi,bundan kaçış yoktu.

Yaklaşık yarım saat sonra tamamen hazırlardı. Ron Blaise'in giymesi için verdiği siyah pantolon,kırmızı üzerinde 'R' olan kazağı giymiş,üzerine bir mont almıştı. Blaise ise çoktan hazır olduğu için kabanını giyip çıkmışlardı.

Geldikleri yeri şöyle bir süzdü Ron. Her tarafta insanlar,dükkanlar ve babasının anlattığı kadarıyla ev cinleri vardı. Çok kalabalıktı.

Blaise bu kalabalıkta onu kaybetmemek için elini tutmuştu,zira bıraktığı an kaybetmesi işten bile değildi.

Ufak bir dükkanın önünden geçerken içeriye bakındı Blaise. Biraz parşomen,mürekkeb ve Ron için birkaç bir şey bakması gerekiyordu. Kendi işlerini halletmek için ufak sayılabilecek bir dükkana girip gerekli olanları aldı.

Daha sonra ise asasıyla küçültüp cebine sıkıştırdı. sıra Ron'daydı.

Bir oyuncakçı dükkanının yanına doğru ilerlerken Ron ona baktı "Nereye gidiyoruz?" Blaise oyuncakçıdan içeri girip ileriyi gösterdi "İstediğin her şeyi alacağız."   Ron ona baktı,nasıl yani?

"Bir oyuncak seç." Ron önüne bakıp biraz düşündü. Çok fazla oyuncak türü,rengi ve çeşidi vardı. Ancak gözüne kahve rengi,yumuşacık türylü ve güzel kokulu bir ayıcık ilişti. Bu peluş ayıların bir özelliği de her zaman çocukların en sevdiği şey gibi kokmasıydı. Çocuğun sevdiği şey değişince kokusu de değişiyordu.

"Bu kadar mı? Başka bir ayıcık,ne bilim peluş yada-" "Hayır,bunu istiyorum." Ron peluşa hevesle ve tatlıca gülümserken konuşmuştu "Pekala." Blaise ayıcığın parasını ödedikten sonra ayıcığına sarılan çocuğa baktı,anlaşılan koku çok hoşuna gidiyordu.

Yaklaşık bir veya iki saatten sonra eve dönüyorşardı,Blaise Ron'u her yere sürükleyerek gerekli bir kaç şry almıştı,elleri tamamen poşetlerle doluyken Ron sadece ayıcığını taşıyordu. Aslında Ron böyle çok tatlıydı.

"Wow,Blaise. Bütün dükkanları satın mı aldın?" Draco'nun sesi kulaklarına ulaşırken ona döndü Blaise,sadece bir tane çanta taşıyordu. "Gerekli bir kaç bişiy." Draco alayla kafasını sallayıp göz devirdi "Küçültüp cebine koysana o zaman." Blaise aklına gelen 'Ben bir büyücüyüm.'  ampuluyle aydınlandı,gerçekten,unutmuştu. *******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Sanki biraz saçmalamışım gibi geliyor🥲

Adios.

Oops!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin