25

512 46 30
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

Bir hafta geçmişti,ama hala Edward'dan ses yoktu. Blaise ise artık sabrının kalmadığını hissediyordu,en kısa sürede bunu Ron'a kimin yaptığını öğrenmek istiyordu! Hemde hemen. Kim durduk yere birisini çocuğa çevirirdi ki? Üstelik sürekli büyüyüp küçüleceği bir şekilde!

"Blaise!" Blaise irkilip Christabel'e döndü "Sen bana daha cevap vermedin?" dedi tek kaşını kaldırırken "Ne cevabı istiyorsun Chris?" Christabel göz devirdi "Şu kızıl çocuk,sevgilisi var mı?" Blaise kaşlarını çattı "Ne yapacaksın Chris?"

Christabel sırıttı "Böylesine güzel ve tatlı birisi asla elden kaçırılmamalı." Blaise "Chirstabel,o onsekiz sen on altı yaşındasın!" Demişti. Chris omuz silkti "Ne var? Olabilir bir şey." Demişti.

Blaise tam bir şey diyecekken Chris sözünü keserek "Ayrıca,sana ne? Sevgilin mi yoksa?" demişti alaycı bir şekilde. Blaise "Tehdit savurmak için dudaklarını aralayacaktı ki,Ron odaya girdi "Blaise,kitabımı gördün mü?"

Chris yüzüne bir sırıtma yerleştirip "Hey Ron,biraz takılmaya ne dersin?" diye sordu. Kendisinden kısa kalan çocuğun omzuna kolunu atmıştı. Ron biran boyunu sorguladı. Hayır,kısa değildi. Ama Zabini kardeşlerinden kısaydı! Bu nasıl oluyordu?!

Ron'u oturma odasına doğru çekiştirirken Blaise dehşete düşmüş gibi bakıp peşlerinden gitti. Sabel koltukta oturmuş,televizyona bakıyordu. Muggle eşyalarını gittikleri tatilde bir otel odasında görüp beğenmişlerdi. Bu yüzden Nymeria muggle eşyası olan televizyon almıştı.

Ron'u tam aralarında otturttukları sırada Sabel de oraya dönüp Ron'a baktı. Ron bir ona birde Chris'e baktı. "Tanrım,Ronald. Gerçekten söyledikleri kadar güzelmişsin!" dedi Sabel. Ronald Weasley'den gelecek postasında böyle bahsedilmişti,abarttıklarını düşünmüşlerdi,ama şimdi böyle yakından bakınca abartmadıklarını anlamışlardı.

"Teşekkürler?" Chris gülümseyip yüzüne düşen bir kaç siyah teli çekip "Neden bize biraz kendinden bahsetmiyorsun? Hiç tanışamadık." dedi. Sabel kafasını sallayıp katılırken Ron omuz silkerek "Ne anlatayım? Her şey gelecek postasında vardı." Dedi. Gerçekten her şeyini yazmışlardı.

"Mesela,sevgilin var mı?" Dedi Sabel ilgili bir sesle. Ron'un yanakları kırmızıya dönmeye başlarken merakla ona bakıyorlardı "Şey ben..." "Evet?" Ron boğazını temizledi "Hayır,yok." Dedi. Viktor'un teklifini kabul etmemişti,sadece kesin dille redetmemişti,orası biraz karışıktı.

Chris ağzını açacakken aniden bir el Ron'u canını acıtmayacak ama hızlı bir şekilde kaldırdı. Ron kim olduğunu bile göremiyordu,çünkü sırtı göğsüne yapışmıştı,kalkan göğüs kafesinden anlamıştı. "Yeter bu kadar." Dedi Blaise,sakin ama tehditkar sesiyle.

Bu sorular nedense garip hissettirmişti. Az önce Ron 'Evet var' dese sanki boşluğa düşecekti. Bu sorular içinde tuhaf bir duyguyu ateşlemişti,anlam veremediği şekilde davranıyor ve hissediyordu.

******************************
Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Bu ikisini yakınlaştırmaya çalışıyorum,ama aklıma bir şey gelmiyor. Önerisi olan var mı?

Ron Weasley ve Blaise Zabini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ron Weasley ve Blaise Zabini.

Ama Blaise'i daha uzun hayal edin.

Oops!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin