Mide bulandırıcı şeyler olabilir.
Herkes birini illaki dışlar ya da arkadaş edinir. Bazılarıysa tek tabanca gibi takılır. Bizim kızda bunlardan biriydi. Ama arkadaşlarının yani sıra hayatı onun dışlanmasına yetiyordu. Onu dışlayan herkesi ve dışlatan hayatından alacağı intikam için and içti. Hayatının her dakikasını bu aşamalar için harcadı.
Adalet Sarayı'nın kapısından yeni Cumhuriyet Savcısı Gece Soykan girdi. Siyah saçları ve kehribar gözleriyle adeta herkese meydan okuyordu. Ciddi hali içindeki kahkaha atan haline ihanet ediyordu. Onun bu hali herkesi disiplin edecek, büyük başarılara imza atacak ve herkesi ezip geçecek olan bu yüzü, herkesin onu kıskandığını, küçümsediğini gördü. Lakin yakında onların kıskandığı kadın, hepsini ezip geçecek ve arkasından hayran bırakacaktı. Yeni odasını bulmak için bölümüne gidip bir adam ona odasını gösterdi. Gördüğünde bu ciddi hali için mükemmeldi fakat onun içindeki kahkaha atan haline isyan etti. Ama bu sessizlik anında bozuldu.
- Başsavcı sizinle tanışmak için çağırıyor savcım.
- Geliyorum dedi Gece. Başsavcıyla tanışmak hiç içimden gelmiyordu. Ama gitmem gerekiyordu fakat gitmeyebilirdim de. Fakat adımın çıkmaması daha iyi olur.
Dündar başsavcıyla tanışmak için odasına gittim. Odasına girdiğimde telefon konuşması vardı ama genede eliyle içeri girmemi gösterdi. Saçları kahve ve gözleri ela renkli olan bu adam göz rengini beğenmediği için lens taktığı çok belli oluyordu. Kendinden tiksindirmek için her hareketi yapıyordu. Telefondayken bir insan, konuştuğu kişinin her lafından ikisinde bir göz devirip duruyordu. Nasıl bir gerizekalı bu. Sanki karşısındaki onu görüyor. Telefon konuşmasının sonlarına doğru sekreteri Sinem geldi.
- Başsavcım yeni bir cinayet vakası geldi. Bakmak isterseniz diye size ayrı getirdim dedi ve göz kırpıp gitti. Zevksiz olduğu burdan belli oluyordu. Kendisinden 20 yaş küçük biriyle sevgili olduğu yetmiyormuş gibi bir de karısı vardı. Sonra konuşmaya başladı, keşke konuşmaz olaydı.
- Eeee savcım nasıl buldunuz burayı dedi.
- Gayet güzel ama şu yeni gelen dosyayı daha çok merak ettim. Acaba bir an önce
bakabilir misiniz? diye sordum. Kendim gibi davransaydım;
Merhaba budala, p*şt efendi sizinle görüşmek hiç içimden gelmiyor. Şu dosyaya bir an önce bak bi de senden 20 yaş küçük biriyle sevgili olmaya utanmıyor musun? Ayrıca zevksizliğin gözümü bozuyor bir an önce burdan s*kt*r olup gitmeye ne dersin demek vardı ama ilk günden işten kovulmayalım. Adam göz ucuyla bakıp dosyayı bana verdi.- Bu dosya senin. Yüzümü yere sakın eğdirme! dedi. Yere eğdirilecek bir yüzü kaldı sanki sapığın.
Dosyayı alıp tiksintilerle beraber odadan çıktım. Odama girdiğim ilk andan itibaren incelemeye başladım.
Osman Kavaklı, 45 yaşında, doktor, annesi ile babası ölmüş, 2 kardeşi var; biri abisi Mert Kavaklı, 60 yaşında , biri de kardeşi Burcu Kavaklı, 20 yaşında, eski evliliğinden iki çocuğu var, boşanma nedeni karısı, Osman Kavaklı'yı sevgilisiyle yatakta basmış ve adamın neredeyse servetinin yarısını götürmüş. Bir süre sonra sevgilisi metres diye anılmaktan bıktığı için terketmiş. Adam bir süre servetinin yarısını tekrar yapmak için çabalamış ve yapmış ta. İşte tamamını topladığı o gün parti yapmış ve ertesi gün ölü olarak denizde bulunmuş. Öldürüldüğü zaman 4:30, kanıt olarak, kırmızı gül ve gülün üstünde adamın midesinden bir parça ve önceki saatlerde yemiş olduğu capcakein vıcık vıcık olan hali vardı. Adam her yerinden bıçaklanmış özellikle de testislerine yakın olan taraflar ve bazı organlara büyük bir zarar verilmiş. Adam telefonundan bütün özel bilgilerini her zaman siliyormuş. Sekreteri ifade verirken söylemiştir. Abisi kardeşinin hiçbir düşmanı olmadığını fakat son zamanlarda takıştığı biri olduğunu söylemiştir. Bu kişi de Ahmet Çakmak; son zamanlarda iş ortaklığı yapıyorlardı. Ama iş anlaşmazlığı sonucu ortaklığı bitirmişler. Kardeşi ise böyle birisinin olmadığını, iyi huylu, tartışmaya bile girmeyen bir adam olduğunu vurguladı. Kardeşinin bu ifadesi abisini nezarethaneye atılmasına sebep olmuştur.
Gece iki kardeşin neden ters ifade verdiğini düşündü. Bir kardeş abisi nezarete girsin diye neden bu ifadeyi verir? Acaba hangisi doğru hangisi yanlış? Gece düşünürken bir tane daha zamparayı bu dünyadan temizlendiği için neredeyse göbek atacaktı ama maalesef ki bu vakaya o bakıyordu. Sonra Zafer komiseri çağırdı.
- Bana hemen Osman Kavaklı'nın son zamanlardaki icraatlarını getirin! dedi.
Zafer komiser baş sallayarak odadan çıktı. Gece Zafer komiserin itaatkar mı yoksa gerizekalının önde gideni mi diye bir düşünce de bulundu.
Gece, ölen adamın evini incelemek için oradan ayrıldı. Fakat bir süre sonra Gece'ye kimse ulaşılamıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
Mystery / ThrillerKeşke o saçlarında parmaklarımı gezdirebilseydim; O al al olan yanaklarına dokunabilseydim; O dudaklarına dudaklarımı değdirebilseydim; Sen de benim bu kadar zampara olduğumu bilseydin; Beni acaba gene de sever miydin?