15 Bölüm: Hortlayan adam

32 4 0
                                    

Kapıyı çalan kişi, babamdı. Karşımda hortlak gördüğümden orada bayılıp kalmışım. Bir kaç saat sonra ayıldığımda, kendisi mutfakta yemek yapıyor ve şarkı söylüyordu.

- Tövbe tövbe. Şizofren mi oldum? Ölen adamı mutfağımda yemek yapıp şarkı söylediğini mi görüyorum.

- Yok canım benim öz be öz babanı canlı haliyle görüyorsun.

- O zaman ben sana karşılama töreni yapayım. Ya da benim deyimimle cenaze töreni.

- Hoppala. Ben ne yaptım gene?

- Bir saniye, dedim. Gidip bıçak aldım.

- Sen annemi aldatıp başka bir kadından çocuk yapıp, sen öldükten sonra yeni aldığım davamda kanıtları alıp götürmeye çalışması, beni evime kadar takip edip evime girmesi, gelip bir de bana "abla" demesi, daha sayayım mı? Bir de diyor ben ne yaptım? Sen kendine şunu sor ne yapmadım, dedim bıçağı sallaya sallaya.

- Aaa rüzgar burada mı? Nerede?

- Merak etme! Az sonra yanına gideceksin. Cehenneme.

- Ne? Rüzgar öldü mü?

- Hiç rol yapmaya çalışma baba. Çok açık ettin.

- Bu sefer olmadı. Haklısın.

- Ya da seni yok etmekten vazgeçtim. Seni seve seve yok edecek birini tanıyorum.

- Kimmiş o?

- Hemen söyleyeyim. Yıllar önce sırf işler kötüleşti diye başka kadınla başka hayat kurup aldattığın eski karın. Tanıdık geldi mi bir yerden?

- Cadaloz hala geber- annen ölmedi mi kızım?

- Yok canım benim. Seni öldürmeden bu dünyadan göçüp gitmek istemedi. İki saniye bekle arayıp hemen geliyorum, dedim. Anneme çok özel bir paketi onu beklediğini söyledim. Ne paketi diye sorsa da gel kendin bak diyerek onu buraya gelmeye ikna ettim.

- 15 dakikaya burada olur. Sen bence anneme yapacağın konuşmayı düşün. Çünkü büyük ihtimalle buradan canlı çıkamayacaksın, baba.

Babam kan ter dökmeye başladı. Eee ne de olsa 15 yıl sonra hesaplaşacaklar. O sırada mutfağa gidip mısır patlattım. Yanına başka abur cubur falan koydum içeceğimi de aldım, koydum masaya. Sonra kapı çaldı.

- Ölüm çanların çalmaya başladı. Kefene koyulmaya hazır mısın?

- Hazırım hazırım. Aç kapıyı, dedi. Eline gül aldı, ağzına koydu. Kapıyı açtım. Tam ne paketi tam diyecekken onu aldatan adamı gördü. O da benim gibi hortlak gördüğünü sanıp bayıldı.

- Al eski karını kucakla. Ben hiç uğraşamam.

- Oldu canım. Nikah şahidimiz olmak ister misin kızım?

- Ben nikah şahidi olsam bile annem seni orada boğar, öldürür. Hiç merak etme. Zaten bir kaç saat sonra ayılır. Daha bana ne bakıyorsun? Kaldırsana eski karını.

- Puff! Tamam kaldırıyorum, dedi. Tam kaldırırken annem babamın kulağını ısırıp koparttı. Oh iyi oldu sana. İstese bu kadar denk getiremez.

Babam annemi bırakıp kulağına Vah, ah desede, annem koltuğa oturup babama kahkahalarla gülüyordu.

- Beni bırakıp gitmek nasıl birşey?

- Naptın be kadın? İyi ki senin gibi vandalla boşanmışım. Boşanmasam acaba beni sağ bırakır mıydın? Ah! Kızım sen de ne gülüyorsun. Ambulansı arasana!

Kırmızı GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin