13. Bölüm: Bir bununla uğraşmadığım kalmıştı

37 6 0
                                    

Zarfı açtığımda katilin bana özel notuna rastladım.

HANIMEFENDİ LÜTFEN SİZE GÖNDERDİĞİM MEKTUBA VE KANITA BAKIN. EMIN OLUN, ÇOK MEMNUN OLUCAKSINIZ.

Zarfın içerisinde bir fotoğraf vardı. Kanıt dediği buydu sanırım. Fotoğrafı çevirdiğimde katilin işlediği ikinci cinayet vardı. Beklediğim bir cinayettir zaten.

Ecrin Yılmaz'ın bir diğer kardeşi. Yerde kanlar içinde, gözleri oy*lmuş, ağzı kulaklarına kadar kesilmiş ve öbür cinayette olduğu gibi birkaç tırnağı çıkartılmış, bazı bölgelerinde kesikler bulunuyordu.

O fotoğrafa baktıktan sonra mektubu açtım.

BEĞENDİN Mİ? BENİM İÇİN BİR ZEVKTİ.
ŞİMDİ SANA SORACAĞIM ÇOK BÜYÜK BİR SORUM VAR.
ACABA BENİMLE ÇIKAR MISINIZ?

Bunu okuyunca ağzım açık kaldı. Acaba benim onu kabul edeceğimi mi sandı? Bir kendi kalıbına bak, bir de benimkine. Aramızdaki farkı göremiyor mu? Kör falan herhalde.

Maalesef bu iğrenç mektubu ve kanıtı dava dosyasına koymak için ayırdım. Diğer kanıtları incelemeye başladım.

Bir diğer kanıt ise öbür cinayetlerde de olduğu gibi adamın ayak tırnakları yoktu. Adamın tırnaklarını ne zaman sökmüşlerdi? Ayrıca polislerde de aynı şeyler vardı, ve ayrıca adamın tırnaklarının arasında kömür vardı. Ya adam yarı zamanlı olaraktan madencilik yapıyor, ya da onların karargahı o taraflarda. Bunlar ya gerizekalı ya da açık vermeye uğraşıyorlar. Istanbul'da kömür madenciliği sadece Silivri'de bulunuyor. Ya bu bir tuzaksa?

SABAH

Sabah ilk iş bu elimdeki kanıtları Zafer komisere ulaştırmak için odama çağırttım.

- Zafer komiser Siliri'deki kömür madenine de bakın. Eğer karargah o taraflarda ise o katili bulduk, değilse orada ipucu var mı diye araştırın.

- Tamam savcım.

- Bi de üstelik bu ölümü ailesine de aktarın. Ayrıca kızın olduğu bölgeyi de bulun.

- Peki savcım.

Polislerin kızın ölümünü ailesine söylerken annesi fenalık geçirip bayıldı. Eşi ise o tedirginlikle onu ayıltmaya çalıştı fakat başaramadı.

Zaten bana seri katil vakası gelmese şaşardım. Üstelik bu katil beni nerede, nasıl gördü de aşık oldu? Acaba bu adam benim yakınımdaki biri mi?

Kanıtları tekrar incelemek için odama getirmelerini buyurdum. O iğrenç mektuba bakmak içimden gelmiyordu. Fotoğrafa bakıyordum. Burası bana bir yerden tanıdık geliyordu. Ama nereden?

Hatırladım. Ama bunu katil nasıl biliyordu? Ben bile bu kadar zor hatırlarken.

Burası benim eski lisemdi. Şuan terk edilmişti fakat yıllar öncesinde ben bu okuldan hukuk öğrencisi olarak ayrıldım. Ve bu fotoğrafın çekilmiş yerdeki kırık dökük eşyalara bakarak burasının eski sınıfım olduğunu ve benim orada eski oturduğum yerde öldürmüştü. Bu kişi benimle aynı sınıfta okudu ya da başka sınıflardan beni gözetleyen biriydi. Hemen oraya gitmek için yola koyuldum.

Oraya gittiğimde etrafı tellerle çevrilmiş, yıkık dökük, rengi solmuş bir okul karşıladı. Fakat bir tel boydan boya açılmış bir şekildeydi. Demek ki doğru tahmin etmişim fakat bunu evsizler de yapmış olabilirdi.

İçeri girdim ve cidden bu fikirde de haklı olduğum doğruydu. Burada birini zorla çekiştirdiğini gösteren izler vardı. O izleri takip ederek eski sınıfına ulaştım. Ama birşey fark ettim. Katil kızı hemen öldürmemiş, üstelik kızı kameraya çekmiş. Çünkü yerde aynı uzaklıkta 3 nokta vardı. Katil ilk kamerayı kurmuş. Ya fotoğraf ya video. Ama fotoğraf değildir herhalde. Çünkü bana gönderdiği fotoğraf daha yakından çekilmiş vaziyetteydi. O zaman videoyu ne yapacaktı?

Ömrü boyunca saklayacak değildir. Ya da koleksiyoncu. Öldürdüğü küçük kız çocuklarının cesetlerini incelemeyi ya da nasıl bir şaheser yaptım diye tekrar tekrar bakıp kendisiyle gurur duyuyordu herhalde.

Kız belli ki baygınmış. Baygın olmasaydı o 3 noktanın yerde uzun bir çizgi bırakması gerekirdi. Ama belki kız hiç uyanmadı? İncelemeye devam ettiğimde, öğretmen masasındaki sandalyeyi çekmiş ve oturarak büyük ihtimalle onun uyanmasını beklemiş. Yoksa geberttiği cesede niye uzun uzun baksın? Şizofren değilse tabi. Ama bana göre ya kızın uyanmasını beklemiş ya da başkasını.

Önüme döndüğümde işte onu gördüm. Cesedi. Ardından eldiven takıp kızı da incelemeye başladım ama ilk önce bana gönderilen fotoğraf video çektiği makine ile mi yoksa özel olarak başka bir makineyle mi çektiğini görmem lazım.

Öldürülen cesedin etrafına baktığımda 3 noktaya rastlamadım. Kıza bakmak biraz zor olsada, bir kaç şeye bakabildim. Kızın 1-2 haftadır kömür madeni gibi bir yerde çalıştırıldı sanırım. Çünkü katilin öldürdüğü adamla aynı renkte olan kızın tırnakları aynı opsiyonu veriyordu. Hem kız bayılmış fakat daha sonra uyanmış. Çünkü direnme izleri vardı. Üstelik kafası yere sürtmüşler. Kafasında büyük bir yarık olduğu ve saçlarını kazıtmışlardı. Ama katilin bana gönderdiği fotoğrafta saçları vardı. Demek ki fotoğrafı çektikten sonra  akıllarına ne geldiyse öldürdükleri kurbanın kafasını kazımak gelmiş.

Ayrıca ailesi kaybolduğu gün yani cumartesi günü, pembe kıyafet ve bir sırt çantası ile çıktığını, o andan sonra onu hiç görmediğini söylemişlerdi. İki ihtimal var. Ya kız kaçırıldı ya da kendi isteğiyle onlarla gitti. Ama bana göre okul sırt çantasıyla arkadaşlarıyla buluşmayacağına göre kız kendi isteğiyle gitmiş. Şimdi tek soru kaldı.

Kızın bir sevgilisi var mıydı? Çünkü sevgilisi katille arkadaş olabilir ya da sevgilisi  katilin ta kendisidir. Belki de bunlar İnternet'e tanışıp ya arkadaş oldular ve kız arkadaş kurbanı oldu ya da sevgili oldular ve onu oyuna getirip köle ettiler.

Bunları düşünürken arkadan bir ses geldi. Baktığımda bir kaç dakika önce açık olan kapı kapanmıştı ve önümde o vardı.

Kırmızı GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin