Kırmızı Gül

3. Bölüm: Aptallarla dans

Gözlerimi açtığımda bir bodrum katında bağlı duruyordum. En son beni polisler almamışmıydı? Ben acaba davayı çözeyim derken günah keçisi mi oldum?

Kapı açıldı ve içeriye biri geldi. Etrafımda dolanıp durdu. Sanki kurban seçiyor. Yüzü kapalı, homurdanıp duran, yanlışlıkla birini öldürmüş gibiydi. O kadar ahmak ki beni öldürememiş. Bir çuval inciri kendisi berbat etti. Sonra bir kadın girdi.

Bu kadın da etrafımda dönüp dolaşan m*ldan da bir farkı yok. Karşımdaki sandalyeye oturdu.

- Seni bir şartla bırakırız. Polise gidip ötmeyeceksin dedi. Bunlar herhalde yanlış adamı kaçırdı. Ben polisin ta kendisiyim. Bide demez mi " polise ötmeyeceksin " ben senin o dilini keserim be kadın! Doğrusu kadın da kadın olsa dünyayı o kurdu sanki.

- Siz beni pısırık biri sandınız ha! Devletin ta kendisi duruyor burda. Senin yerinde olsam laflarıma dikkat ederdim. Çünkü bana söyleyeceğin bir laf, hayatına mal olabilir. Doğrusu beni buradan çıkarmayabilirsiniz. Hem rahat hem de sinirlerini ya da psikolojilerini bozacağım insanlar var. İster çık ister kal, umurumda değil.

- Sen burayı oyun sandın herhal. Seni istersem bir işaretiyle gebertebilirim.

- Ayyy çok korktum. Sen çocuk mu kandırıyorsun. Sende geberteceksen gebert. Ama beni öldüreceksen iki kere düşün derim. Diyelim ki düşündük. Beni öldürdün diyelim, öyle bir ihtimal hiçbir zaman olamayacak ta genede ihtimal verelim. Bütün herkes peşine düşecek. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncü de yakalanır. Şuan siz ikincidesiniz. Üçüncüde de ben sizi içeri atıcam.

- Büyük konuşma istersen. Büyük lokma ye, büyük konuşma derler.

- Ben büyük konuşurum ama yapabileceğim şeyler için konuşurum. Size ben hepsini teker teker tattıracağım. Beni serbest bıraktığınız an sizi dava etmeyen Gece, sizin gibi m*l olsun.

Kadın odadan çıktı. Kendini birşey zanneden, etrafımda zebani gibi dönen adam da ardından çıktı. Bu adam maşa yerine mi kullanılıyor yoksa herkesin arkasından giden köpek mi bilemedim. Ben bunlarla bebek gibi oynarım. Hem bana da eğlence olur. Beni salmayacaklarını biliyorum zaten.

İKİ SAAT SONRA

-Benim lavabo ihtiyacımı gidermem lazım. Hey

- Çatlama be! Geldim. Yürü! dedi.

Maşallah bu nasıl bir güzergah her yerde nöbetçi, ben buranın konumunu bulayım hepsini içeri alacam ama bunları biraz bekleyecek. Benim onlarla bir hesabım var. Lavabonun önüne geldiğimizde girdim.

- Bir gelebilir misiniz? Burada kilitli kaldım. Adam olduğum lavabonun önüne geldi ve kapıyı açtı. Sorun şu ki ben orada yoktum. Arkasına döndü.

- Ben sizin gibi aptallarla anca dans ederim. Elektro şoku verdim. Üstüne de muslukları açtım. Artık kim fark ederse öyle kurtulacak.

Bana göre ise biraz zor kurtulur zaten kısık açtım musluğu. Oradan çıktım. Mübarek adam yürüyen cephane. Aldım bütün mermiyi silaha koydum. Şimdi ben ananızı laciverte boyadım. Koridor başına 6 adam düşüyor an*sını sat*yım.
Ben buradan sağ kalırsam özel harekata geçerim be. Aslında yönlerini şaşırtsam burdan kurtulurum ha.

Onların ters yönüne sıktım. Hepsi noluyor derken sadece biri hariç bakmıyordu. Bende ona gittim dedim ki " Selamünaleyküm iyi nöbetler " dedim. Sopayı aldım, adamın kafasında kırdım. Bayıldı gitti. Öbürleri bana baktı. Bu kim lan diye. " Gece time hoşgeldiniz" dedim.

Bayılan adamın taramalı silahı alıp üzerlerine tuttum. Adamları vurdum falan ama sonra da gittim nabızlarına baktım geberdiler mi diye. Kamerayı safdışı ettikten sonra bir adamın daha tüfeklisini aldım. Öbür koridorlara gittim baktım. Adam yok. Madem bunlar yok. Bende kameraları safdışı bırakayım. Tam kamera odasına girecem. Yan tarafta bütün korumalar falan toplantı yapıyor.

Lan bunlar beni görmüş. Bu kadını nasıl yakalarız diye konuşuyorlar. Aman hallederiz. Bunların hepsi bir odanın içindelerken bu fırsatı değerlendirsem mı ki? Ama benim amaç adam öldürmek değil, onlarla kedi fare gibi oynamak. Kameraları safdışı yapmaktan vaz geçtim. Çatıya çıktım. Yüksek ama anca kolumu, bacağımı falan kırarım. Adamlar, toplantı da en iyi fırsat şuan.

Ve atladım gitti.