Buraya doğru simsiyah bir motor geliyordu. Kaskı başından çıkardı ama sanki bu dünyada ondan başka erkek yokmuş gibi.
Adam; 20 li yaşlarında, kumral, kahverengi gözlü, siyah takımla yanıma doğru geliyordu. Annesi beni oğluyla tanıştırmak istediğini söyledi. Yoksa ben gidip biriyle tanışıcam. Benim ayaklarım buna izin vermez, aksine ayaklarım geri döner. Hatta ve hatta ayaklarım vücudumu bırakıp giderdi.
- Gece hanım bu oğlum, Buğra.
- Merhaba Buğra Bey. Tanıştığıma memnun oldum, dedim. Ama içimdeki tiksintiyi size anlatamam. Adam yakışıklı falan ama sevemedim yani.
- Bende memnun oldum Gece hanım ama şu resmiyeti kaldırsak olur mu rica etsem?, dedi. Seni mıymıntı. Zaten sen nerede dişi sinek görsen ona bile yavşarsın.
- Peki Buğra, dedim. Zaten seni bir daha görmeyeceğime göre. Görsem bile ben kaçarım senden, seni görmemek için. O m*l suratından falan.
Cenaze hele şükür bitti. Herkeste gidiyor teker teker. Herkes gitti bir o kart zampara kaldı. Gitsene ulan!
- Sen niye gitmiyorsun acaba Buğra?
- Niye illa gitmem mi gerekiyor? Biraz daha burada olsam daha iyi olmaz mı? Hem kardeşini yeni kaybettin. Sana moral falan olurum. Olmaz mı? dedi.
Cenazede yavşayamadı, bittikten sonra yavşarım dedi herhalde. Hem öyle kardeş yerin dibine batsın. Keşke savcı olmasaydım. Katil olsaydım, bu zampara acaba yanımda durabilecek mıydı?- Buğra.
- Efendim canım.
- Biliyor musun?
- Neyi?
- En son bunu yapana ne oldu sence?
- Ne oldu canım benim?
- Geberdi gitti. SENDE ÖYLE OLMAK İSTEMİYORSAN S*KT*R OLUP GİDERSİN.
- Senin içinden ne çıktı be. Tamam gidiyorum. Özlersin ama.
- Şimdi ben senin, dedim. Mutfağa gidip bıçak aldım.
-Gidiyor musun yoksa bıçağı fırlatayım mı?
- Senle de hiç eğlenilmiyor.
- Sence ben eğlenilecek birine benziyor muyum? Senin kafanı keserim be! Şimdi gidiyor musun gitmiyor musun? dedim elimdeki bıçağı sallaya sallaya.
- Gidiyorum. Senin gibi caniyle eğleneceğime gider kulüpte başka güzel, merhametli kızlarla eğlenirim daha iyi.
- Evet, canım caninin ta kendisiyim, Şimdi s*kt*r git! Çıkarken de kapıyı kapat, dedim.
Dışarıdan motor sesi geldi, gittiğini o zaman anladım. Bi s*pıkla uğraşmadığım kalmıştı, onla da uğraştım. Daha karşıma en kötü ne çıkabilir ki?
ERTESİ SABAH
Uyandım. Oh be! Başımda sinek gibi vızırdayan üvey kardeşim yok. Buna sevineceğim hiç aklıma gelmezdi.
İşe gittiğimde yeni Başsavcı ile tanışmaya gittim. Daha tanışmadım ama absürt biri olduğunu sanmıyorum, üstelik duyduğuma göre başsavcının kadın olduğunu söylüyorlar. Hatta ve hatta bu kadının ölmüş kurbanların arasından biri olduğunu duydum fakat bazıları da bu davada ölen kurbanlardan değil başka davaların kurbanlarından biri olduğunu duydum. Ama benim aldığım davada olabilirdi. Genede seçenekleri göz önünde bulunduralım. Ölmeyen kim vardı. Beni öldürmeye çalıştıkları gece hariç bütün kurbanlar öldü. Çünkü kendi öldürüldüğüm geceyi tam incelemedim. Kim kaldı? Hizmetçiler öldü. Ben ölümden döndüm. Burcu Kavaklı dili kesilerek ölü bulundu. Şimdi anlarım.
İçeri girdim. Kadın gülümseyerek bana baktı. Bir ölü gördüm sandım. Bu kadın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
Mystery / ThrillerKeşke o saçlarında parmaklarımı gezdirebilseydim; O al al olan yanaklarına dokunabilseydim; O dudaklarına dudaklarımı değdirebilseydim; Sen de benim bu kadar zampara olduğumu bilseydin; Beni acaba gene de sever miydin?