BUĞRA'NIN ANLATIMIYLA
Kapı çaldı. Gelen kişi bir polisti. Maşallah. Buraya gelen polisin ardı arkası yok.
- Merhabalar. Buğra Çakmak nerede acaba? Çağırabilir misiniz?
- Elbette. Hemen çağırıyorum.
Hizmetçi yukarı gelmeden merdivenden aşağıya indim. Bir sorguladım. Ne için gelmişlerdi buraya? Üstelik tekte değil.
- Buyrun memur bey. Ne oldu acaba?
- Evinizi aramak zorundayım Buğra Bey.
- Ne gerekçesiyle?
- Rüzgar Soykan'ı öldürme suçundan dolayı.
- Ama ben kimseyi öldürmedim ki? Arama emriniz var mı?
- Var Buğra Bey. İsterseniz işimizi zorlaştırmayın.
- Buyurun geçin. İstediğiniz yeri arayabilirsiniz.
Bir anda polisler gelince neye uğradığımı şaşırdım. Tam o sırada onu gördüm. Upuzun saçlı, sarışın, yeşil gözlü bir hanımefendi. Kot pantolonu ve kırmızı bluz, krem paltosu ona çok yakışmıştı. Adeta bir kuğu gibiydi.
Acaba bu gelen güpgüzel kadın burada ne arıyordu? Yoksa yeni cumhuriyet savcısı mı? Benim de bu savcı aşkım hiç bitmiyor. Ben kadına öyle öküzün trene baktığı gibi kadına bakarken polisler de evi tavan ediyordu. Aman varsın, etsinler. Benim her daim aşık olacağım kadını evime getirmişler. Daha ne isterim ki?
Kadın bir anda eldiven giyip etrafı aramaya koyuldu. Tam bir şeyleri arayacakken ben ona çarptım.
- Çok pardon hanımefendi.
- Sorun yok beyefendi.
- Adınız neydi acaba?
- Ben Kiraz. Kiraz Soykan.
- Memnun oldum. Soykan derken? Gece'nin kuzeni falan mısınız?
- Evet. Gece'nin kuzeniyim.
Zaten bütün aşık olduğum kadınlar kavgalı olduğumun ya da benim yanımda öldürülen kişinin bir akrabası oluyor. Benim bu kadınlardan çektiğim çile nedir be?!
- O zaman siz kesin savcısınızdır. Geceyle kuzen olduğunuza göre.
- Yok. Henüz o mertebeye ulaşamadım. Henüz avukatım. Fakat Gece ölmeden önce bu konular hakkında beni atamıştı. Bir süre onun koltuğuna bakacağım. Yeni bir cumhuriyet savcısı gelene dek. Ha bu arada erkek arkadaşımı eğer siz öldürdüyseniz bu kadar nazik olmam. Haberiniz olsun.
- Erkek arkadaşım derken?
- Rüzgar'dan bahsediyorum Buğra Bey, Rüzgar'dan.
Onu deyince kızın karşısında kala kaldım. Sanki dilim düğümlendi. Kız beni öyle bırakıp eve bakmaya devam etti. Ulan Rüzgar, ne ballı adamsın. Dünya'nın en güzeliyle çıkıyormuşsun da haberim yokmuş.
KİRAZ'IN ANLATIMIYLA
Ne yılışık adam! Üstelik bir sapık. Daha fazla inceleseydin beni. Öküzün trene baktığı gibi bana bakıyor edepsiz! Her neyse. Polisler evi incik cincik yapmaya başladılar. Ben de bakmaya başlasam iyi olur.
Alt katta uzun bir koridor vardı. Burada pek bir eşya yoktu. İncelenecek bir yanı yoktu. Salona girdiğim de geniş bir salon karşılıyor. İçinde koyu kahve koltuklar, geniş bir masa ve ıvır zıvır eşyalar. Bu salonda pek birşey yoktu. Ama o delili son anda gördüm. Rüzgar'ın telefonu. Ona parmak izimi değdirmeyerek bir poşete koydum. Koyarken de Buğra Bey'in yüzüne baktım. Yüzü sirke satıyordu.
Sonra bahçeye bakma kararı aldım. Zaten evin içerisine polisler bakıyordu. Benim orada ekstra bulunmam anlamsızdı. Bahçede de kahve tonları hakimdi. Zaten sadece bir masa ve salıncak bulunuyordu. Bahçenin biraz daha ilerisine doğru gittim. Belki orada bir kavgaya tutuşmuş olabilirlerdi.
Biraz daha gittiğimde bir kan lekesi gördüm. Bir kulak çubuğuyla o kanı aldım. Ardından etrafa biraz daha bakındım. İlerde onlara ait olabilecek bir kulübe gördüm. Hemen oraya gittim. Eğer bu kan Rüzgar'a ait ise sen o zaman bittin. Kendini daha büyük bir trajediye ayarlasan iyi edersin Buğra.
Orada bir sürü bahçe malzemesi bulunuyordu. Kürek, çim biçme makinesi, kazma vesaire. 3 tane kürek bulunuyordu. Hepsi farklı boylarda ama hepsinde de çamur izi bulunuyordu. Sanki bir kaç dakika önce kullanılmış gibi. Bunun için ya hep kullanılmış olması lazım ya da dün kullanılmış olması gerekir.
Hepsinin tek tek uç kısımlarına bakmaya başladım. Uçlarına bakarken bir küreğin hem tutma yerinden hem de uç kısımlarında eğrildiğini fark ettim. Sanırım kurbana kürekle vurulmuştu. Kurbana kürekle vurulduğunu var sayarsak kuytu köşede bir güzel pestilini çıkartıp gömmeleri gerekir. Üstelik eğer kurbanı göle falan atmadılarsa tabut almaları gerekiyor. Hemen eve gidip öyle bir fatura olup olmadığına baktım.
Fakat böyle bir fatura vardı. Hem de bir kaç gün önce alınmış. Yani bunu planlamış olabilirler. Yeni gelen başsavcıyı arayıp bu konu hakkında ana şüpheliyi gözaltına almak amacıyla konuştum. İlgileneceğini söyledi. Bir saat sonra gözaltı kararıyla komiser geldi. Buğra'yı tutuklayıp karakola götürdüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
Mystery / ThrillerKeşke o saçlarında parmaklarımı gezdirebilseydim; O al al olan yanaklarına dokunabilseydim; O dudaklarına dudaklarımı değdirebilseydim; Sen de benim bu kadar zampara olduğumu bilseydin; Beni acaba gene de sever miydin?