Hadi be oradan diyecekken 3. mekanizma çalıştı. Ağacın yukarısında asılı olan bıçaklar, adamı hem ortadan hem de yandan ikiye ayırdı. Bu arada polisler de arada kaynamış oldu. Onlarda kafalarından kesildiler.
- What the f*ck. Bir ben mi ölmedim? Bu katil de amma korkakmış. Ulan polisleri öldürüyorsun madem beni niye öldürmüyorsun acaba ş*r*fsiz, dedim. Eğer katil burdaysa gaza gelip konuşacak yoksa bir ses gelmeyecek ama burada değilse nasıl mekanizmayı harekete geçirdi?
- Canım istemedi, bir diyeceğin mi var? dedi. Sesin geldiği yöne doğru silahı ateşledim. Hay aksi! Iskalayacak zamanı buldum dimi? Kaçtı gitti. Bir de onun peşinden koşacak değilim herhalde.
Karakola gitmeden önce son kez olay yerine baktım. Oraya doğru yürürken bir düğmeye basmış bulundum. Tam önümde, bana doğru gelen bir bıçak vardı. Yüzümü yana çevirdim. Iskaladı. Zaten beni öldürmek isteseydi oradaki herkesi öldürdüğü gibi beni de öldürürdü. Ben şu herkesin öldürüldüğü yeri karakola bildirmedim. Aman gittiğimde incelemelerini söylerim.
Bıçağın üzerindeki nota baktım. Üstünde tam cesaretin ta kendisiyim diye kendini göstermeye çalışan fakat korkak bir adamın yazış tarzı vardı.
SAVCI! BU İŞ SENI AŞAR. BENİM PEŞİMİ BIRAK. BIRAKMAZSAN OLACAKLARDAN BEN SORUMLU DEĞİLİM!
Ay çok korktum. Korkak adam beni korkutmaya çalışıyor. Ben senin aklını alırım aklını! Gelmiş bi de "OlAcaklardan BeN SoRuMlU DeĞiLim" diyor, aklını kuşa taksalar kuş geri geri uçar. Sen ilk adam olmayı öğren ş*r*fsiz!
Karakola gittim. Odama Zafer komiseri çağırttım.
- Zafer komiser. Olay yerinin aşağı taraflarında 3 cinayet işlendi. Orayı bir incele. Herşeyi senden dinleyeceğim. Ona göre.
- Tamam savcım, dedi. Yerde bulduğum bıçağı ve notu ona verdim ve incelemesini istedim. Sonra kapıyı kapatıp gitti.
Eve gittim ve ayrıca o raporların evime gönderilmesini söyledim. Evimin kapısında Buğra'yı gördüm. Bu da bir düşmedi yakamdan.
- Yetmedi herhalde bıçakla kovalamam daha fazlasını istiyorsun?
- Aman kalsın. Sende hep şiddet hep kaba kuvvet.
- Acaba başka dilden mi anlıyorsun? Bana bak! Kapımın önüne köpekler gibi her gün bekleme. Bir gün dellenirim, bu sefer o bıçak şakası gerçeğe dönüşür. O zaman görürsün hem şiddeti hem de kaba kuvveti.
- Tamam be! Gidiyorum ama geri geleceğim.
- Hadi yandan yandan!
O sırada da raporlar, belgeler falan geldi. Kahvemi alıp bakmaya başladım. Katil diye peşine düştüğüm adamın otopsisinde, bir sürü çizik olduğu ve ayrıca bir kaç yıl önce kalp ameliyatı olduğuna dair belgeler vardı. Bu adam bana "ben bir maşayım" dedi. Acaba bu kalp ameliyatını o kişi sayesinde yaptırdığı için mi onlarla çalışıyordu?
Ayrıca adamın cebinde bir telefon ve benim ismimin olduğu bir zarf varmış ve ayrı olarak başka poşete konulmuş. Bana ait olan zarfı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Gül
Misterio / SuspensoKeşke o saçlarında parmaklarımı gezdirebilseydim; O al al olan yanaklarına dokunabilseydim; O dudaklarına dudaklarımı değdirebilseydim; Sen de benim bu kadar zampara olduğumu bilseydin; Beni acaba gene de sever miydin?