İyi okumalar...
Yorumlar azalmaya başladı ve bu beni çok üzüyor. Beni motive eden yorumlarınız ama az olunca hevesim kaçıyor.
Bol Poyraz Ege ve Adenli bir bölüm oldu.
Beğenilerinizi ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum.
*******
Gerçeklerin İki Yüzü
Gözlerimi açamıyordum. Birinin kısık gülüşü kulağıma geliyordu. Saçlarımda bir el hissediyordum. Ne olmuştu en son? Poyraz ile konuşuyordum gerisini hatırlamıyordum.
Yavaşça gözlerimi açtım. Poyrazın gözleri ile denk geldik. Gülerek bana bakıyordu. Üzerimde pike örtülüydü. Yarı uykulu yarı uyanık ona baktım. "Günaydın güzelliğim," alnımı öpüp çekildi.
Nerede olduğuma baktığımda sanırım Poyrazın yatağındaydım. Oldukça geniş olan bir odaydı. Siyah ağırlıklıydı. Yatağın tam karşısında kapı vardı sanırım banyoydu. Buranın da bir tarafı boydan boya camdı. Dışarısı net gözüküyordu. Yavaşça kendimi toplayıp başlığa yaslandım. Poyraz gülerek bana bakıyordu.
"Günaydın, ne oldu ne zaman uyudum ben?" Sesim biraz uykulu çıkmıştı. İç çekip terleyen saçımı kulağımın arkasına götürdü.
"Ben mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken sen koltukta uyuya kalmıştın. Bende buraya getirdim rahat uyu diye. Yaklaşık üç saatir uyuyorsun." Sadece kafamı salladım. Kenarda duran dolu bardağı alıp içindeki suyu içtim.
"Poyraz," sesim biraz tedirgin çıkmıştı. "Acele mi ediyoruz böyle?" Gözüne anlayışlı parıltılar eklendi. "Şimdi bunları konuşmayalım kaç saattir açsın hadi gel," elini uzatarak ayağa kalktı. Bende elini tutup ayaklandım. Üzerimde tişörtüm vardı. Bakışlarım ona dönünce bana baktı.
Yavaşça bana yaklaştı. Duvara yasladı. Hala el eleydik. "Öyle yatsaydın uyutmazdım seni Aden, dudaklarım bütün vücudunu talan ederdi." Boynuma doğru konuşması ile nefes alamadım. İçimi tuhaf bir alev almış gibi hissediyordum. Bu yakınlık fazla gelmişti. "Lütfen Poyraz yapma," zar zor çıkmıştı kelimeler ağzımdan.
"Sen böyle sesini inceltip yapma dersen, böyle bakarsan duramam ki," sesi boğuk çıkmıştı. Boynuma küçük bir öpücük bıraktı. "Zor duruyorum Aden anla beni, sensiz geçen yıllarım çok fazla. Özlemim çok fazla. Aşırıya kaçarsam kızma bana, anla beni güzel Adenim." Gözlerimin en derinine bakarak konuşması ile sesli nefes verdim.
"Biliyorum ama ne olursa olsun şu an nişanlı biri olan biliniyorsun. Ben," baş parmağını dudaklarıma bastırdı. "Tamam güzelim dediğin gibi olsun ama bu her şey düzelince dur demek yok ona göre," göz kırpıp benden uzaklaştı ve koridorda yürümeye başladı.
Elim ile yüzümü havanladırıp kendime gelmeye çalıştım. Bakalım ne zamana kadar dayanabilecektik. Derin derin nefesler alıp verdim ve bende peşinden gitmeye başladım.
Mutfağa geçtiğimde Poyraz arkası dönük yemeklere bakıyordu. "Yardıma ihtiyacın var mı?" Omzunun üzerinden bana döndü. "Hakaret sayarım, hadi otur." Gülümseyerek bar taburesi olan masaya oturdum.
Mutfak çok fazla büyük değildi. Normal boyutlarda ada tezgahı vardı ve bir tarafı masa olarak kullanılıyordu. Masanın ortasında salata, şarap ve bir kaç meze vardı. Genel olarak açık yeşil ve beyaz kullanılan mutfak ferahtı. Bir tarafı yine camla kaplıydı ve şu an güneş iyice batmaya başlamıştı.
Poyraz kendini işe baya kaptırmıştı. "Çok eminsin kendinden." Elindeki tavayı kenara koydu ve dolaptan tabak çıkardı. Tavadaki etleri tabaklara ayırıp bir tabağı önüme diğerini kendi önüne alarak oturdu. "Eminim tabi, bak tadına bayılacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2
Художественная прозаKitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Bir ailenin birleşme hikayesi. "Bir anlamı var mı?" Oraya bakarak konuşmam ile ne sorduğumu anlamıştı. "Evet, bana göre en özgür hayvan kelebekler. Bir gün ömrü var ve doya doya geçiriyorlar. Bana yaşamanın...