9. Geçmişten Gelen

9.3K 635 123
                                    

İyi okumalar.

Medya: Poyraz Ataoğlu

Satır arası yorumlarınızı ve beğenileriniz bekliyorum.

***********

Geçmişten Gelen

Baran Hancıoğlu,

Belli bir yaşa geldiğimde çocukken her şeyin daha kolay olduğunu söylerdim. Bu yaşımda belki bunu kabul edebilirdim, taa ki annem ölene kadar. Sekiz yaşından sonra hayatım hiç istediğim gibi olmadı.

Yalnız bir çocukluk, ergenelik ve gençlik geçirmiştim. Bunun için en kızgın olduğum kişi babamdı. Bizi bile bile bırakmıştı. Abim olmasaydı üçümüzde babaannemin elinde zehirlenip gidecektik. Küçücük yaşı ile bize hem abi hem baba olmuştu. Biraz büyüdüğümde ona yardım etmeye başlamıştım ama o, o kadar kendini kaptırmıştı ki kendi hayatını unutmuştu.

Abim için sadece kardeşleri vardı. Belli bir zaman sonra benim içinde öyle olmuştu. Kardeşlerim benim kırmızı çizgimdi. Bu hayatta sahip olduğum en değerli varlıklarım onlardı. Eğer onlar olmasaydı bu hayattan ne zevk alabilirdim ne de yaşamayı öğrenebilirdim.

Babam bizim en büyük hayal kırıklığımızdı. Onun geri gelmesi ile her şey daha zor olmuştu bizim için. Tek sevinen küçük kardeşim Cenk olmuştu. En azından demiştim bir gün babama karşı, en azından bize yapamadıklarını ona yap. Dışardan iyi bir aile, iyi bir baba olarak görünüyordu ama bizim için hayal kırıklığının vücut bulmuş haliydi.

Yalnız olduğum dönemde beni hayata bağlayan diğer kişi ise Sinem olmuştu. Onunla üniversitede öğrenciyken tanışmıştık. Benden dört yaş küçüktü. Onu ilk gördüğümde on sekiz yaşındaydı. Üniversite son sınıf öğrencisiydim o da ilk senesine başlayan öğrenciydi.

Sarı saçları ile dikkat çeken biriydi. Boyu diğer kızlara göre bir tık uzundu. Yüzü de oldukça naif ve güzeldi. İlk gördüğümde etkilenmiştim ve peşinden aylarca koşmuştum. Tam çabama kavuşmuş, ilişkiye başlayacağız zaman annesi ve babası trafik kazında ölmüştü.

Dayısı ve kuzeni Poyraz ile yalnız kalmıştı. Poyraz ona abilik yapıyordu. Babalarımız arasında düşmanlık vardı ama biz Poyraz, abim ve ben iyi arkadaşlardık. İş dışında buluşur konuşurduk. Poyraz her zaman Sinem için kardeşim derdi. Bize, "ben bana gelemeyecek olan birini bekliyorum derdi." Kim olduğunu hiç bir zaman öğrenememiştik.

Kazadan sonra Sinem iyice kendini kapatmıştı. Tek konuştuğu kişi dayısıydı. Ona ulaşmanın her yolunu denemiştim ama ulaşamadım. Bir süre yurtdışına gitti ve eğitimini orada bitirdi. Geldiğinde daha iyi ve sağlıklıydı.  Tekrar döndüğünde 22 yaşındaydı. Daha olgun ve kendinden emin biri olarak dönmüştü. Onu hiç unutamamıştım ve bir ilişkiye başlamıştık.

Çok mutluyduk. Gerçekten mutluyduk. Hayatımın en güzel iki senesini geçirmiştim. Ama her güzel şey mutluluk ile bitmezdi. Ona evlilik teklifi edeceğim günün sabahı benden ayrılmıştı.

"Mecburum Baran. Seni bu kadar severken, dayıma karşı gelemem. Ona vefa borcum çok fazla demişti." Beni orada bırıkıp gitmişti. Bir hafta sonra ise Poyraz ile nişanlı haberi çıkmıştı. Neden olduğunu çok iyi anlamıştım. Rasim bey kendi içinde kurduğu oyuna onları da dahil etmişti.

Sinemin benim için yaptığı çok belliydi ya Poyraz. O gün yanındaki asistanına parlayan gözler ile bakan, o yanımızdan gidince arabasının arkasından dalan adam neden kabul etmişti? Onu anlayamıyordum. Tek bildiğim Rasim denen adamın tekin biri olmadığı ve ikisininde buna zorunlu olarak dayandığını biliyordum.

Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin