İyi okumalar.
Yorumlar azaldığı için sınır koyacağım. 50 yorum ve 100 oy olunca yeni bölümü yazmaya başlayacağım.
Yorum ve oylarınız gerçekten beni motive ediyor ve emin olun ki cevap veremesem de yazdığınız yorumların çoğunu okuyorum.
*****
Polat Kaya
"Sen benim abimsin.." ağzımdan çıkan üç kelime sarıldığım adamın duraksamasına neden olmuştu. Buz gibi olmuştu. Kollarını çekmek istemiyor gibiydi ama kararsızdı da. Gözümden yaş geldi. Boynuna daha sıkı sarıldım.
"Aden ne diyorsun?" Şaşkınlıkla konuşması ile biraz ondan ayrıldım. Gözlerine daha dikkatli bakmaya başladım, ela gözleri kıpkırmızı olmuştu. "Ben öğrendim sen benim abimmişsin." Kaşları çatıldı. Kafasını inanılmaz şekilde salladı.
"Hayır Aden hatan var." İnanamıyor gibiydi. Biri bana dese ben de inanmazdım. Israrlı halimi görünce, bakışları yavaş yavaş değişti. Artık daha boş ve öfkeli bakmaya başladı. Bir anda kolumdan sıkıca tuttu, "bana yalan söyleme, amacın ne?" Soğuk sesi ile kolumu çekmeye çalıştım ama gözlerim hala gözlerindeydi. Dili inkar etse de gözleri yalanlamıyordu. İnanmak ister gibiydi.
"Ne yapıyorsun lan sen?"
"Hop hop yavaş," abim ile Egenin bize doğru koşarak gelmesini bile umursamadan ona bakmaya devam ettim. Canım acıyordu ama şu an önceliğim onun sakinleşmesiydi.
"Yalan söylemiyorum, gerçekten," mırıltım ile daha çok sıktı. "Bırak lan o kolu, senin parmaklarını sikerim," Egenin yüzüne doğru bağırması ile bile etki etmedi. Sadece gözlerime neden der gibi bakıyordu. Neredeydin der gibiydi? Kimsesizim der gibiydi. Bakışları tanıdıktı.
"Yalan," inanamıyordu, "Aden imkansız bu yalan," kafamı hayır anlamında salladım. Bir anda kolumu bıraktı. Sendelemiştim ama Egenin tutması ile düşmedim. Bakışlarım artık kararmaya başladı. Yorulmuştum Polatın gözünden bir damla yaş aktı. Abim ile Egeye baktı, "sakın karşıma çıkmayın," diyerek aramızdan geçti ve gitmeye başladı.
Peşinden koşmak için hereketlendim, "gitme konuşalım ne olur?" Adımları durdu, omzunun üzerinden ateş saçan elalarını maviliklerime dikti. Gözlerime hissizce baktı, yakacaktı, yanıyordu. "Saçmalıklarına inanacak değilim." Son sözünü söyledi ve gitti.
Ayaklarım artık tutmuyordu, bugün her şey fazlaydı. Gözlerim buğulandı, "Polat abi," dedim ama sesimi ben bile zor duydum. Artık düşüyordum.
Karanlığa kavuşmadan en son duyduğum abim ile Egenin bana koşarak gelmesiydi.
Başım ağrıyordu. Düşüncelerden mi yoksa yaşadıklarımdan mı bilmiyordum. Beyaz ışıklı hastane odasında yaklaşık beş dakikadır camdan bakıyordum. Abim ve Ege neredeydi bilmiyordum. Polat gitmişti. Beni dinlemeyi bile düşünmeden gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2
Ficção GeralKitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Bir ailenin birleşme hikayesi. "Bir anlamı var mı?" Oraya bakarak konuşmam ile ne sorduğumu anlamıştı. "Evet, bana göre en özgür hayvan kelebekler. Bir gün ömrü var ve doya doya geçiriyorlar. Bana yaşamanın...