22. Ölü Ruhlar Mezarlığı

4.3K 319 34
                                    

İyi okumalar..

Bu kitap çocukluğunu yaşayamamış çocukların kitabıdır.

Yorumlar azaldığı için sınır koyacağım. 50 yorum ve 100 oy olunca yeni bölümü yazmaya başlayacağım.

Yorum ve oylarınız gerçekten beni motive ediyor ve emin olun ki cevap veremesem de yazdığınız yorumların çoğunu okuyorum.

Biraz duygusu ağır bir bölüm oldu. Geç gelme nedeni de bundan dolayı. Yazarken biraz zorlandım umarım seversiniz bölümü.

****

Ölü Ruhların Mezarlığı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ölü Ruhların Mezarlığı

Cenk Hancıoğlu,

Sızı. İçimde olan ve yıllardır geçmeyen benimle büyüyen kalbimin sızıydı. Annem ölmüştü ben yalnız kalmıştım. Babam hepimizi bırakıp gitmiş ve bizi öylece bırakmıştı . Bebektim hatırlamıyordum ama belli bir yaştan sonra babamın olmaması tuhafıma gitmeye başlamıştı.

İlk kelimem ne anne, ne baba olmuştu. Aslan abime bakıp, nerde, demişim. Bana her zaman şaşırdığını ve nasıl öğrendiğimi sorardı. Cevabını hiç bilmiyordum.

Yıllar sonra babam gelmişti, onunla yeniden başlamıştık. Bir tek benimle arasını düzeltebilmişti. Ya yaşımın küçüklüğünden ona kızamadım ya da sevgisine ihtiyacım vardı. Sanırım ikincisiydi. Aslan abim ne kadar babam gibi uğraşmış olsa da onun da bir çocuk olduğunu görebiliyorum.

Benim görebildiğimi babam göremiyordu...

Aradan çok zaman geçmişti. Büyümüştüm. Sorunsuz bir çocuk olmuştum ta ki; lise zamanında arkadaşlarımla çocukluk hikayelerini anlattıklarında aslında çocukluk yaşayamadığımı öğrenene kadar.

Babaannem hep kızardı, dedem sessiz ol derdi. Abim hangimize yetişeceğini şaşırırdı. Babam gelsede hepimiz alışmıştık yine abimden bir şeyler istiyorduk. Sanki hiç annemiz olmamış gibi, babamız hiç gelmemiş gibi yaşıyorduk.

Bedeli ağır olmuştu...

Bugün ise çok ayrı bir şey öğrenmiştim. Bir kız kardeşim vardı. "Cenk," Yiğit abim bana endişeli bakıyordu. Geçmişte yaşadığım bunalımlara girmemden korkuyordu. Tekrar haplara başlamamdan endişeleniyordu. Bu bakışları biliyordum. Yıllar önce hastahanede kaldığım zamanlarda da bana böyle bakıyordu. Korkarak. Kaybetmekten korkarak.

"Efendim abi," omuzumu sıvazladı, "bir şey demedin?"

"Ne diyeyim ki, bir kız kardeşimiz varmış, dibimizdeymiş. Farkında olmadan korumuşum." Ağzımdan alaylı bir gülüş çıktı, "her şey bir anda değişti, baksana halimize."

Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin