İyi okumalar..
Poyraz Ege ve Aden yüzleşmesine hazır mısınız?
Satır arası yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.
******
Yüzleşme
Hayal kırıklığı. İçimde yaşadığım tam anlamı ile buydu. Kendime artık neden diye sormak istemiyordum. Bir nedeni yoktu olmamalıydı. Her ayna kırıktır ve her ayna hem seni kırmaya hem de senin tarafından kırılmaya mahkûmdur. Bu Ege tarafından ilk kırılışım değildi...
Kaç yıl olmuştu, onu görmeyeli, sesini duymalı neden şimdi? Neden yalanlarla çıkmıştı karşıma? Peki Arda'yı biliyor muydu onun bana yaptıklarını? Ona rağmen yanında mı tutuyordu. Yapamazdı benim tanıdığım Ege bunu yapmazdı ama o Ege değildi ki Poyrazdı. Neden bana yalan söyledi? Kandırdı beni?
Neden benim de bir kalbim yokmuş gibi davranılıyordu bana?
Sessizce bankta oturmuş ara ara hıçkırarak ağlıyordum. Etrafımdakiler bana deli diyordu galiba, desinler umrumda değildi. Göz yaşlarım sel olmuştu.
Kimse için öncelik olmamıştım bu hayatta, Ezgi için her zaman ailesi öncelikliydi. Annem için kendi. Dedem için anneannem. Abimler kendilerini seçerdi yeni gelen kardeşlerini değil... ama bu soruya bir zamanlar Ege için ben diyebilirdim. Şimdi neden diyemiyordum? Kardeşimi ağır gelmişti? Tabi ben kimdim ki, yardım bekleyen sorunlu küçük kız.. ona da hak veriyordum. Ben içimde onu çok büyütmüşüm..
Düşündükçe kafam ağırlaşıyordu. Taşıyamaz duruma gelmiştim. Ağlamak istemiyordum ama kendimi tutamıyordum. Gözlerim ile aynı renk olan denizde gözlerim gibi hüzünlüydü galiba. Dalgaları hiç durmuyordu...
"ADEN," bağıran abimi duyunca kafamı ona çevirdim. Abim ile göz göze gelince koşarak yanıma geldi. Banka oturmadan önümde durdu ve gözlerime bakarak eğildi. Ellerimi ellerinin arasına aldı. Küçük bir öpücük bıraktı."Ne oldu sana güzelim, gözlerin kızarmış.." onu özlediğimi farketim.
"Abi," kollarımı boynuna sardım ve ağlamaya başladım. Yavaşça yükseldi ve yan tarafıma oturdu. Beni bırakmadı ve kucağına oturttu. Kafam boynunda ağlıyordum.
"Şşhhtt yanındayım güzelim, buradayım, geçecek," sakince konuşmuş saçlarımı okşuyordu. Onun gelmesi ile kendimi daha iyi hissediyordum. İlk defa kendimi yalnız hissetmiyordum. Aslan bana güç veriyordu. Dediğini yapıyordu ne olursa olsun yanında olacağım demişti ve yanımdaydı.
Ağlamalarım iç çekişe dönmüştü. O kadar çok ağlamıştım ki başıma ağrı girmişti. Gözlerimi açamıyordum. Midem de bulanmaya başlamıştı. Bir anda gelen bir dürtü ile bankta kendimi yan tarafa çevirdim ve ne var ne yok içimdekileri kustum. Aslan arkamdan saçlarımı toplayıp benim rahatlamamı bekliyordu. Ama başım o kadar çok dönmeye başlamıştı ki. Kusmam bitince omzumun üzerinden Aslana baktım, "abi," dememle yerin ayağımın altından çekilmesi bir oldu ve kendimi karanlık ile başbaşa buldum.
Uykudan uyanır gibi gözlerimi açmakta zorlanmıştım. Kör mü oluşmuştum? Kimse bu halimi görmüyor muydu? Etraf çok sessizdi. Gözlerimi açamıyordum ama sesde duyamıyordum. Gözümü açmak için tekrar uğraştım ve başarmıştım. Köydeki evin bahçesinde çardakta tek başıma oturuyordum. Ne işim vardı burada?
Ayağımda eski terlikler ve üzerimde köyde kalırken giydiğim şalvar vardı. Etrafta bir hayvan sesi bile yoktu. Şaşırtıcıydı bu ama bu köyün gerçekleri bunlar değildi doğru. Bu köydeki insanları anlatan tek gerçek; Üç maymunu oynamaktı. Şimdi yine bir şeyler olsa yapacakları bu olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2
General FictionKitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Bir ailenin birleşme hikayesi. "Bir anlamı var mı?" Oraya bakarak konuşmam ile ne sorduğumu anlamıştı. "Evet, bana göre en özgür hayvan kelebekler. Bir gün ömrü var ve doya doya geçiriyorlar. Bana yaşamanın...