26. Altı Kardeş

4.8K 338 143
                                    

İyi okumalar.

Bu kitap çocukluğunu yaşayamamış çocukların kitabıdır.

Yorumlar azaldığı için sınır koyacağım. 100 yorum ve 200 oy olunca yeni bölümü yazmaya başlayacağım.

Yorum ve oylarınız gerçekten beni motive ediyor ve emin olun ki cevap veremesem de yazdığınız yorumların çoğunu okuyorum.

***

Altı Kardeş

Kollarımda uyuyan kocaman bir adam değildi. Küçük bir erkek çocuğuydu. Onu ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum da, gözlerinde fazla oyalanmıştı bakışlarım. Onun gözlerinde kendimi görmüştüm.

Ellerim boynundaki kelebek dövmesine gitti. Farkında olmadan beni temsil eden, bana umut olan kelebeğin dövmesini yaptırmıştı. Yavaşça okşadım. Nefesi hala düzenliydi. Yaklaşık üç saatir uyuyorduk. Uyanmasın diyerek hareket etmiyordum.

"Güzelim," kısık sesle kapının oradan bana seslenen Egeye gülümsedim. Yanıma yavaşça adımladı. "Siz biraz daha dinlenin, okuldan sonra yanıma gelirsin. Oğuzu gönderirim seni almaya."

"Eve gitsem iyi olacak sanki," dememle yüzü düştü. "Yemek yiyelim öyle gidersin olmaz mı?"

"Ezgi ile konuşmam lazım," sıkıntılı sesime gülerek kafasını salladı. "Tamam o zaman akşam gelirim ben yanına. İşim bitince."

"Ne bu ayrılamıyorsun benden." Gülerek kafasını salladı ve alnıma sıcak dudaklarını değdirdi. "Ayrılamam, bağımlıyım sana." Önüme terden yapışan saçımı düzeltti, "çıkıyorum ben bir şey olursa ara."

"Anladık lan çık git hadi." Polatın sesi ile ikimizinde bakışları ona döndü. "Sen uyanık mıydın?" Tedirgince sorduğum soruyu atlayıp, yanağımı öpmüştü.

"Dövmeme dokunduğundan beri uyanıktım."

"Ben mi uyandırdım özür dilerim." Yanağımı hafifçe okşayıp, "hayır güzelim, küçücük ellerin nasıl uyandırsın beni, hem orayı sevmem hoşuma gitti."

"Hoşuna gitmiş mal," Ege'nin homurdanmasına gözlerini devirip bana daha çok yaklaştı. "Bırak lan kızı, ahtapot gibi sarmışsın."

"Bırakmam hiç, uzun zaman sonra uyudum ben yürü başka kapıya."

"Ne demek başka kapıya abi? Başkasına mı gitsin!" Abim bana sen olmamışsın der gibi bakıyordu. Ege ise sırıtıyordu.

"Hele bir gitsin tek bir toz parçası bile kalmaz." Bendeki yumuşak bakışlarını çekip, sertçe Ege'ye döndü, "yürü at arabası, işin gücün yok mu git hadi." Ege sabır diler gibi kafasını salladı.

"Ben gidiyorum sevgilim, akşam görüşürüz." Yaklaşıp yanağımı öpecekken abim beni çekmiş, ve tam o sırada daha garip bir şey olmuştu abimin yanağını öpmüştü. Ege'nin gözleri sinirden karardı ve Polata ölümcül bakışlar atmaya başladı.

"Lan sokuk, ne yapıyorsun?"

"Ne lan sanki ben senin beni öpmene çok meraklıyım. İyi ki dudağımı öpüp ilk öpücüğümü çalmadın."

"Banane lan senin ilk öpücüğünden, hem ne öpeceğim lan senin o sakallı yüzünü."

"Deme şimdi Poyraz , farklı bir havam var," eli ile kendini gösterip, göğsünü kabartmıştı.

Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin