İyi okumalar.
Yorumlar azaldığı için sınır koyacağım. 50 yorum ve 100 oy olunca yeni bölümü yazmaya başlayacağım.
Yorum ve oylarınız gerçekten beni motive ediyor ve emin olun ki cevap veremesem de yazdığınız yorumların çoğunu okuyorum.
*****
Öğrenilen Geçmiş
Beyaz duvarlar. Üstüme üstüme gelen beyaz duvarlar. Bir sene hastahanede kaldığım dönemde en çok gördüğüm, en çok nefret ettiğim ve içim en çok döktüğüm duvarlar.
Şimdi yine bir hastane koridorunda duvarının önündeki sandalyede içeriden gelecek haberi bekliyordum. Yanımda Aslan abim ile Baran abim vardı. Baran abim transa girmiş gibi konuşmuyor öylece kapıya bakıyordu.
Sinemin hamile olduğunu söylediğim andan beri Baran abim sessizleşmişti. Sinemi anında ambulansa taşımışlar ve bizde üçümüz peşinden hastahaneye gelmiştik. Poyrazı karakola çağırmışlar ve oraya gitmişti.
"Baran," Aslan abim her beş dakikada bir abime sesleniyordu ama cevap alamıyordu. Öylece yerinde oturarak karşımızdaki kapıya bakıyordu. "Abi," dememle Aslan abim beni kendine çekip sarıldı. Gözümden bir damla yaş düştü. "İkisine de bir şey olmasın abi." İsyankar çıkan sesim ile abim sıkıntılı soluk verdi.
"İyi olacaklar," biz öyle daldığımız da Baran abimin, "ikisi de," demesiyle ona baktık. Göz göze gelince anlamaya çalışıyor gibi bir ifadesi vardı.
"O bebek," dedi ve sustu. Başka ihtimali düşünüyor muydu bilmiyorum ama yüzünde çok farklı bir ifade vardı. "Abi," seslenmem ile bana baktı. Gözümden bir damla yaş düştü, "senin bebeğin," bildiği bir şeyi söylemem ile rahatça nefes aldı ve ellerini dizine koyarak kafasını aralarına aldı. Bir anda hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Benim bebeğim," yerinde hem sallanıyor hem de söyleniyordu. "Benim bebeğim," sesi boğuk, acı dolu çıkıyordu. Küçücük sandalyede iyice küçülmüştü. "Benim bebeğim," onu öyle gördükçe ağlamam daha arttı.
Aslan abim saçımı öpüp benden sakince uzaklaştı. Baran abimin önünde diz çöktü, "abim," demesiyle Baran abim yaşlı gözlerle ona baktı. "Abi ben," büyük bir hıçkırık kaçtı, "baba olacakmışım, benim bebeğim varmış."
Aslan abimin yaşlı gözlerle ona baktı. Yüzünü avuçlarına aldı, "amca oluyorum," demesiyle ikisi de hem gülüp ağlıyordu. Yerimden kalkıp Aslan abimin yanına diz çöktüm. "Bende hala oluyorum ama," ikisi de önce gülmüş sonra beni aralarına almışlardı.
Baran abime karşı içimde büyük bir mahcubiyet vardı. Bunu ondan saklamak, çok zordu ama başka çarem yoktu. Onu da korumak zorundaydım. "Abi," Baran abim mavi gözlerini bana dikti ve huzursuzluğumu anladı. Bir şey demeden beni kucağına aldı. Başımı omzuna gömüp ağlamaya başladım.
"Ben özür dilerim," sırtımı okşamaya başladı. "Senden sakladığım için özür dilerim," sessizce ağlamamı bekledi. Kırılmış mıydı? Güvenini boşa mı çıkarmıştım?
"Ağlama abim, yapma. Senin bir suçun yok, isteyerek yapmadığını biliyorum. Suçlama kendini," yüzüme bakmaya çalışmış ama kendimi saklıyordumz. "Bak bakayım kızıl goncam," kafamı ona çevirip baktığımda şefkatlı parıltılar ile bana bakıyordu. Elleri ile saçlarımı arkaya doğru ittirdi. "Güzel kardeşim benim, sana kızgın ya da kırgın değilim. Kimseye değilim, Sineme bile kızamıyorum. Tek isteğim hepinizin iyi olması." Sıkıca boynuna sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Uykusu / Gerçek Aile Serisi 2
General FictionKitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Bir ailenin birleşme hikayesi. "Bir anlamı var mı?" Oraya bakarak konuşmam ile ne sorduğumu anlamıştı. "Evet, bana göre en özgür hayvan kelebekler. Bir gün ömrü var ve doya doya geçiriyorlar. Bana yaşamanın...