Keyifli okumalar^^
^^James Arthur-Car's Outside^^
🍷
Dudakları dudaklarımın üzerindeydi. Gözlerimden bir damla yaş düşünce artık ruhu kırgın kadını görecekti.
Dudaklarımıza değen gözyaşım ile hızlıca geriye çekildi. Endişeli gözleri üzerimdeyken, bir damla daha düştü gözlerimden. O gözyaşı ile beraber omuzlarım da düşmüştü.
Yorulmuştum.
Aziz kimseyi umursamadan elimden tutup çekiştirdiğinde ona direnmedim. Beni ilk öptüğündeki gibi ona yumruk atabilirdim, onu itebilirdim ama o gücü kendimde bulamamıştım. Birleşik ellerimize baktım.
İki yıl sonra ellerimiz birleşmişti.
🍷
İkimizdende çıt çıkmıyordu. Ayakkabılarım yine ayağımda yoktu. Beraber boğaza kadar yürümüştük. Şimdi kayalıklarda öylece oturuyorduk. Ne ben ona bakıyordum, ne o bana.
"Bana ilgin olduğunu söylediğinden beri içimde bir şeyler vardı." Dedim aniden.
"Kendime bile itiraf etmesem de sana karşı içimde duygular vardı. Beni korkutan ve senden kaçmamı sağlayan bu duygulardı. Ben duygularımdan korkuyordum." Dedim devam ederek. Sessizce beni dinliyordu.
"Yıllar sonra bir adama güvenmiştim, mutlu hissediyordum. Az da olsa sevildiğimi hissetmiştim. Ama güvenmemeyi öğrettin." Dedim dolu gözlerim ile ona dönerek.
Yapma der gibi başını salladı.
"Hayatta ilk defa bir adama güvenmiştim, ama o adam beni gözden çıkardı ve beni öyle yaraladı ki ben kendimi kaybettim." Dedim. Gözyaşlarım hâlâ akıyordu.
Belki de bunca yıl biriktirdiğim için artık her anda akıyorlardı gözyaşlarım.
"Sus." Dedi o da.
Tebessüm ettim, ama bu acı bir tebessümdü.
"Neden susayım ki beni kalbimden yaralamadın mı?" Dedim bende.
Onun da gözünden bir damla yaş düştüğünde gözlerini benden kaçırdı.
"Yapma, kendimi affedemiyorum. Kendimi nasıl affettireceğim bilmiyorum. Seni masjl iyileştireceğim bilmiyorum." Dedi acı çekercesine.
"Bir umudum vardı, aptal bir umut. Ona inandım annemin yaşadığına inandım." Dedi ellerini saçlarından geçirerek.
"Oysa gözlerimin önünde ölmüştü, babam denen adam onu öldürmüştü." Dedi. O da ağlıyordu.
Biraz sonra onu yaralayacağımı bile bile konuştum.
"Baban gibisin Aziz."
Ellerini yüzünden çekti ve gözlerime baktı.
"Baban gibisin, o nefret ettiğin baban. Çocukluğunu mahveden, anneni öldüren baban gibisin." Dedim acımadan.
Aslında kalbim fena acıyordu. O da bana o sözleri söylerken kalbi bu denli acımış mıydı?
Tek kelime etmiyor sadece gözlerime bakıyordu. Ama bu kalbimi acıttı.
Çünkü bazen sözler değilde, bakışlar daha çok can acıtırdı.
Düşünmeden ayağa kalktım.
"Artık sen de, ben de iyileşemeyiz." Dedim sessizce. Bana öyle bir baktı ki, hıçkıra hıçkıra ağlayıp göğsüne sığınmak istedim.
Ama bunu yapmadım. Arkamı döndüğümde bir damla gözyaşı daha düştü gözlerimden.
Geçecek.
Geçecek dedim içimden.
Oradan uzaklaştım ve yürümeye devam ettim. Ayaklarım çıplaktı, sırılsıklamdım.
Geçecek.
Geçecek.
Gözyaşları içinde dizlerimin üstüne çöktüğümde ellerimi yere bastırarak ağlamaya başladım.
Kalbim, kalbim çok acıyordu.
Geçecek.
Geçecek dedim bu sefer seslice.
Hayır geçmiyecekti.
__________________________________________________
Ağlıyorum ya Allah beni napmasınnnn
Beğeni yorum unutmayın asklar 💌
Görüşmek üzere 🥂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tango | Yarı Texting
ChickLitAziz elini belimden çekip beni bir tur kendi etrafımda döndürünce Funda hoca artık ne yapmamız gerektiğini söylemiyordu ve biz bedenlerimizin uyumuyla, müziğin ritmine kapılıp,bir tutku olan tangoyu yapıyorduk. 🍷 Denizvrl: asıl sen söyle Aziz Alpe...