Bölüm şarkımız (cardigan – Taylor Swift)
📍”soyadın Kandemir değil ise bu sorular hep var olur.”
Keyifli okumalar dilerim 🍷
“o yağmurlu gecede bana şemsiyesini veren adam siz miydiniz?”
Tek bir soru sormuştum ona ve tek bir cevap arıyordum, evet ya da hayır. Bana vereceği cevap eğer hayır ise bu demektir ki başından beri olduğum yerde sayıp duruyordum. Bir ormanda kaybolmuştum ve çıkışı aramama rağmen aynı yerden geçip duruyordum fakat cevabı evet ise işte o zaman bazı şeylere yaklaşmışım demektir. Tam olarak neye yaklaştığımı bilemesem de bu yaşadıklarımın bir tesadüf olmadığını anlayacaktım.
Tereddüt ile ellerimi onun gözleri üzerinden çekerek merakla bana vereceği cevabı beklerken o da kapalı olan gözlerini ağır ağır açıp afallayarak mavi gözlerimde gezdirdi gözlerini. Birbirimize bir nefes kadar yakın iken ellerim onun soğuk yüzünün üzerinde endişe ile bekliyorlardı. İkimiz de birbirinize olan bu yakınlığımıza karşı duygu değişimi yaşarken Mahir bey bana bir müddet daha gözlerini kırpmadan bakarak yutkundu ve kaşlarını çatıp “Neyden bahsediyorsun sen?” diye sordu ve boğazını küçük bir öksürük ile temizleyip kendini benden uzaklaştırmasıyla ellerim onun yüzünden kopup kucağıma düşerken afallayarak gözkapaklarımı kırpıştırdım.
Bu ne demek oluyordu şimdi? Evet mi hayır mı? Neyden bahsettiğimi anlamadığına göre o geceki adam Mahir bey değil miydi? Peki ya aynı şemsiye neden onum çalışma odasındaydı? Hala bazı taşları yerine oturtamamıştım ve aklım karışıyordu.
Emin olamayarak şüpheci gözlerle arabanın dışında ayakta bekleyen Mahir beye çevirdim gözlerimi ve arabadan inerek tam karşısında durup “Çok garip... Bir hafta öncesine kadar bir yabancıdan aldığım kırmızı şemsiye ile sizin odanızdaki şemsiyenin modeli aynı üstelik ikisinin kulp kısmında aynı yazı yazıyor... KANDEMİR... “ dediğimde bunaldığını belli eden hareketler sergileyerek art arda yutkundu ve gömleğinin üsten iki düğmesini açıp sinirle bana bakarak soldu.
“ tesadüf olamayacak kadar tuhaf.” Dedim ve hemen peşine ekledim “Sadece merak ediyorum o gece kırmızı şemsiye ile ne yapıyordunuz? “
Ağızından laf almak istercesine kurduğum cümleler karşısında iyice rahatsız olarak sert sert nefes almaya devam ederken aniden beni omzumdan tutarak şirket arabasına yasladı ve öfkeyle solup yüzünü yüzüme iyice yaklaştırarak “Sürekli şunu söyleyip durma!” dediğinde korkuyla yutkundum.
Kırmızıya olan hassasiyetini unutuyordum evet ama bir şekilde o kırmızı şemsiyeli adamı bulmam gerekiyordu. Benimle ne ilgisi var bilmiyorum o gece tesadüfen mi oradaydı ve şans eseri şemsiyesi bende mi kalmıştı? Ne bileyim belki de babamla da bir ilgisi vardı sonuçta şemsiyede Kandemir yazıyordu ve bu kadar denk gelme tesadüf olamayacak kadar garipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Şemsiye
General FictionBabasını trafik kazasında kaybettiğini sanan Zülal bir gün kapısının önünde KL adlı kişiden gönderilen siyah bir zarf bulur. Zarfın içinde babasına ait iki fotoğraf bir de KANDEMİR holding'ine ait şirket kartı vardır. İlk başta bu iki şeyi bağdaştır...