14. Bölüm

5.8K 730 195
                                    

Bölüm şarkımız (Olivia Williams - Complicated)

📍“Kokunla beni dizginleyebilecek bir güce sahipsin asistan ama farkında değilsin...”

”

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Keyifli okumalar dilerim 🍷

Güzel ve çirkin masalını bilir misiniz? Lanetlenmiş bir canavar vardır. Herkesten kendini soyutlayan, uzak tutan, agresif ve acımasıdır. Bir de güzel vardır onun içindeki özü gören  ve onu eski haline döndüren. Sanırım tam olarak biz bu  noktadaydık... O bir canavardı. Kimi zaman özüne dönüyor yakışıklı bir prens oluyordu kimi zaman ise o lanetine kapılıyor acımasız bir canavara dönüşüyordu ve ben o canavarın içindeki prensi görebiliyordum... Acıları vardı, derin yaraları, tekrar tekrar yaşadığı travmaları... O da eskisi gibi olmak istiyordu acılarını unutmak, yaralarının yok olmasını istiyordu ama insanların ona yaşattığı şeyler travmalarını uyandırıyordu.

Kırmızıya neden bu kadar öfkeli bilmiyorum fakat bu renk onun yaşadığı bütün dertlerini ortaya koyuyordu. Kırmızı rengini görmeyi geç adının bile anılmasını istemiyor, duyduğu zaman deliye dönüyordu. Onu kızdırmak ölüm fermanı imzalamak gibi bir şeydi ve Sarp onu hiç istemediği bir yerinden vurmuştu şimdi ise bu yaptığının cezasını canavarın ellerinin arasında ödüyordu.

Yapma... Yalvarırım...”

Dudaklarımdan korkuyla çıkan bu sözler birkaç saniye içerisinde gerçekleşecek felaketi önlemek adına çıkmıştı. Gözlerimin önünde bir cinayetin gerçekleşmesine izin vermezdim. Özünde iyi bir insan olduğu kadar kötü biriydi de. Canını sıkanın canını alacak güce sahipti fakat onun bu gücünün üzerine çıkan iki dudağımın arasından dökülen sözler oldu.

Sarpın boynundaki elleri hafif gevşedi ve deli gibi bakan gözerindeki fırtınalar dizginlendi fakat gözlerinin fırtınası dinse de içindeki duygu aynıydı. Öfkeyle bakmıyordu evet ama çaresizlik var gibiydi.

Elleri hala Sarpın boynunda olsa da sıkmıyor sadece tutuyordu. Tedirgince ona doğu birkaç adım daha attım. Bana bakan gözlerinin dolduğunu fark etmem ile yutkundum ve adımlarımı durdurup “ Sen kötü değilsin...” dedim. Kahve gözlerini üzerimde tutmaya çalışıyordum çünkü eğer gözleri Sarpa döner ise Sarpın kanlanan yüzüyle karşılaşacak ve yine en başa dönecektik.

Her ikisi için de nasıl ilgileneceğimi şaşırırken Mahir beye bir adım daha attığımda dudaklarının arasından belli belirsiz fısıldadı “Baba...”

Kurduğu kelimeyle ona bakan bakışlarım yoğunlaşırken biraz daha yanına ilerledim ve ona doğru eğilip Sarpın boğazındı tutan ellerinin bileklerinden tutarak Sarpı Mahir beyin gazabından kurtardığımda Sarp birkaç kez öksürdü ve gözlerini yavaş yavaş açıp kapatarak bireyler mırıldanamaya başladı. Mahir bey tam o anda gözlerini Sarpa odaklayacakken kanlanan ellerini sıkıca tutarak tekrar bana odaklanmasını sağladığımda sol gözünden akan bir damla yaşa karşılık endişeyle titreyen gözlerimi onun dolan kahve gözlerinde gezdirmeye başladım.

Kırmızı ŞemsiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin