Herkese merhaba yeni kitabıma hoş geldiniz. Bu kitabı okurken sizden istediğim bazı küçük minnak şeyler var bunları yaparsanız çok sevinirim.
1. saygı içerisinde yorum yapmayı unutmayın çünkü benim de kalbim var ve yeterince kırık :)2. Kitapta yazan her şeyi kendi kafamda kurgulayarak yazıyorum fakat Türkiye'de hatta dünyada bir sürü kitap, film, dizi olduğu için illaki benzer noktaları olacaktır belki de olmaz bilmiyorum ama kitabımda "Buradan çalıntı yapmış, böyle bir sahne *** kitabında, dizisinde, filminde görmüştüm, kitabı şu diziye filme ya da şu kitaba benzettim." Gibi yorumlar görmek istemiyorum.
3. Kitaptaki bazı sahnelerin saçma olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ya da beğenmemiş olabilirsiniz tabi ki size kötü yorum yapmayın demiyorum elbette yapmalısınız hatalarımı fark etmem gerekiyor sonuçta ama bunu 1. Maddede de söyledim saygı içinde yapmalısınız.
4. Kitabım üzerinden başka kitapların muhabbeti kesinlikle dönmesini istemiyorum. Bu gerçekten bir yazar olarak yetersiz hissetmemi sağlıyor.
5. Yazarken bazı eksiklerim olabilir ne bileyim bir mesleği ya da eskiden yaşanmış bir olayı eksik yazabilirim ama bunu o mesleği ya da o olayı küçümsemek amaçlı ya da çocuk oyuncağı gibi göstermek için yazmıyorum o mesleğe ait bilgimin o kadar olduğu için yazıyorum asla mesleği ya da olayı aşağılamaya çalışmıyorum.
6. Bunların dışında şunu da söylemek isterim biraz komik kaçabilir ama Recep İvedik misali bir insanım. "perdelerimi kaldırdığımda kedi gibi bir insanım, sevdiğime karşı son derece verici sevmediğimi karış sonuna kadar alıcıyım." Yani demem o ki bana karşı yorumlarda, mesajlarda saygı ve sevgiyle yaklaşırsanız bana karşı gösterdiğiniz sevgi ve saygının on misliyle yaklaşırım ama saygısızca yaklaşana da kendisi gibi cevap veririm. Açıkçası burası yazarların saygı görmesi gerektiren bir platform yani ben öyle düşünüyorum.
(Bu maddeleri buraya yazma amacım bundan bir önceki kitabımda yaşadığım şeylerden ötürü umarım anlayış ile karşılaştınız.)
~Oy vermeyi unutmayın olur mu?~
TANITIM
"Bu gece sabaha kadar buradayız, fazladan mesai yapacaksın ve mesai parası almayacaksın çünkü bu işi başımıza sen açtın! " Diyerek öfkeli gözlerini bir silah misali bana doğrulttu. Endişeyle yutkundum ve suçluluk duygusuyla yerimde kıpırdanarak. "bakın gerçekten bilerek yapmadım, bilsem ben o adamın rakip firmadan olduğunu bile bile hiç yanına gider miyim? Vallahi de-" derken sinirle "Zülal!" diyerek kükredi ardından ahşap masasının yanından bana doğru adım atmaya başladığında ben de endişeyle yutkunarak adımlarımı ondan geriye doğru atıp rahatsızlıkla nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Şemsiye
Fiction généraleBabasını trafik kazasında kaybettiğini sanan Zülal bir gün kapısının önünde KL adlı kişiden gönderilen siyah bir zarf bulur. Zarfın içinde babasına ait iki fotoğraf bir de KANDEMİR holding'ine ait şirket kartı vardır. İlk başta bu iki şeyi bağdaştır...