Kaç dakikadır burada oturmuş ağlıyordum bilmiyorum ama artık ağlamaktan gözlerim şişmişti. Tüm enerjim çekilmiş gibiydi, sadece ağlamış ve düşüncelerim içinde kaybolmuştum.
İstersem kalkıp buradan kaçabilirdim ama kendimde o gücü bile bulamamıştım. Fakat artık buradan gitmeliydim, zor bela ayağa kalkarak üzerimdeki tozları çırptım. Şayet Belçin'in söylediği gibi babamlar buraya gelirse onlara gözükmek istemiyordum.
Uzaktan gelen araba sesi ile endişeyle derin bir nefes verdim ve tüm gücümü toplayarak evden dışarı çıktım.
Hava yavaştan kararmaya başlamıştı, yola çıksam beni görebilirlerdi. Tek çare olan ormana doğru ilerledim, ne kadar korksam da yapacak birşeyim yoktu. Babamların olduğunu düşündüğüm o araba gidene kadar burada kalacaktım sonrasında bir yolunu bularak buradan çıkıp gidecektim.
Onlarla bir süre karşılaşmak istemiyordum. İnsanları öldürüyorlardı, resmen katillerdi.
Ormanın içine girerek bir süre yürüdüm tam o sıra da ise araba durmuştu.
"Eliza!"
Babamın adımı haykırması ile boğazıma bir yumru oturdu. Onun ardından abim, Ahmet amca ve Alkın da bağırmıştı. O da gelmişti ama onu da görmek istemiyordum.
"Allah kahretsin yok burada!"
"Ormana da bakalım!"
Yaklaşan adım ve bağırış sesleri ile korkuyla daha uzağa koşmaya başladım. Şuan kendi babamdan kaçtığıma inanamıyordum ama ben bu olayı atlatana kadar yüzlerini görmek istemiyordum çünkü onlara bakarsam aklıma sadece o görüntüler gelecekti.
Koşmaya devam ederken ayağım bir odun parçasına takıldı ve yere düştüm.
"Ah"
Dizimin o tarafı yanıyordu, oturur pozisyona gelerek dizime baktım, kesilmişti. Ellerimin içi de kabuk kabuk olmuştu.
"Eliza!"
Duyduğum ses ile gözlerim kocaman oldu ve hızla yerimden kalkıp tekrar koşmaya başladım.
"Eliza burada olduğunu biliyorum, gel hadi güzelim!"
Alkın'ın sesi artık yakından gelmeye başladığında daha hızlı koşmaya çalıştım ama dizim buna müsade etmiyordu.
"Eliza!"
Tam dönüp aramızda ne kadar mesafe var diye arkama bakacakken kolumda bir el hissettim ve o el beni kendine çevirdi. Yüzüm sert bir şekilde göğsüne çarpmıştı. Özlediğim kokusu burnuma dolarken bir yandan da anlımın acısını buna eşlik ediyordu.
"Ah"
"Ne oldu? İyi misin? Özür dilerim"
Özlem ve endişe dolu sesi ile beni kendinden uzaklaştırarak ellerini kollarıma koydu. Peş peşe sorduğu soruları es geçerek elini anlıma koydum, gerçekten acımıştı.
Alkın anlımdaki elimi çekerek kendi elini koydu ama ondan hızla uzaklaştım. Soğuk bir ses ile,
"Dokunma bana" dedim.
"Ne?"
Alkın'ın şaşıran ve kırılmış olan gözlerine bakmayarak yere baktım, eğer bakarsam dayanamazdım.
Bana doğru bir adım attığında bende geriye doğru bir adım attım.
"Yaklaşma bana!"
"Eliza, neler oluyor? Neden beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ortağım Bir Mafya
ChickLitKendi şirketine çalışmaya giden Eliza, başına neler geleceğinden habersiz bir şekilde yeni ortakları ile tanışır. ------------------------ Ona çıkışım üzerine beni araba ile arasına aldı. "Sabrımı zorlama küçük hanım" Sesi çok ürpertici bir şekilde...