12.03.2023
Mihra Akadalı
Taş dolu zeminde üç topuk sesi yankılandı. İkisi birer kola tutunmuş ilerlerken ben bir başıma yürüyordum. Burak'ın kapıdaki bodyguardlarla konuşmasını beklerken bir yandan da etrafı inceliyordum. Belki bir yerde tanıdık bir araba, tanıdık bir yüz görürüm diye dikkatle bakınıyordum. Asilhan'ın yine dayanamayıp gelmesini istiyordum aslında, geç de olsa kabulleniyordum. Benim yüzümden aldığı kararları yine benim için çiğnesin istiyordum. Bencillik miydi bu yaptığım? Kötü biriydim belki de, bilmiyordum. Ne yaptığımı ne düşündüğümü bilmiyordum. Dalından kopmuş bir yaprak gibi rüzgara kapılıp gidiyordum. Hangi yöne esse onu takip ediyordum, kontrol artık benim elimde değildi.
"Çok ses var," mekandan içeri girer girmez yoğun bir ses karşıladı bizi. Yalnızca müzik değil çığlık atanlar yüzünden de kulaklarım acıdı.
"Söylenme kocası kılıklı," dedi Emin gülerek ve beni ilerletti pistin içine. Oralı olmadan önde giden Burak'ı takip ettim ve bizim için ayırttığı masada çıkışımın en kolay olacağı yere oturdum. Pek fazla kalabileceğimi sanmıyordum. Güya Asilhan'ı söylediklerine pişman etmek için gelmiştim ama ben pişman olacak gibi duruyordum.
"Ortam çok iyi!" Dedi Asena yüksek müziğe rağmen kendini duyurarak. "Hemen başlayalım biz de." Montunu çıkarıp oturduğu koltuğun arkasına doğru attı, ben de çıkardım kabanımı yavaşça.
"Biz içecek bir şeyler alıp gelelim," dedi Emir ve Emin'le beraber kalktılar.
"Asil gelmeyecek mi?" Dedi Mina. Burak omuz silkti, gelmeyeceğini bildiği için böyle yapıyordu.
"Gelmezse gelmesin," Asena rahatça arkasına yaslanıp sağ bacağını solun üstüne attı. "Gerginlik olmaz, o olunca ortam istemsiz geriliyor. Kasıntı biraz." Gözlerimi devirdim sadece. Onu tanıyordum, kasıntı falan değildi. Asena'yla anlaşamıyordu ve bu karşılıklıydı.
"Seninki temiz," dedi Emir önüme bardağı bırakarak. Döndüklerini bile fark etmemiştim. "Alkol falan yok, rahat iç." Görüntüsü itibariyle frozen tarzı bir şey olmalıydı ama çok sorgulamadım. Pipetten aldığım yudumla aşırı şekerli olduğunu anlayabildim sadece.
"Eğer bir şansınız olsaydı kaç yaşına dönerdiniz?" Mina'nın garip sorusu hepimizin dikkatini çekmişti.
"Altı," dedi Burak herkesten önce. "Hayatımın en güzel yaşıydı." Güldüm, yaşım onlardayken ben de beş yaşında kalmayı istiyordum. Hiçbir şeyin farkında olmadan mis gibi hayat yaşıyorduk o yaşlarda.
"Ben on sekiz hariç hepsini isterdim," dedi Asena. "Sınav stresi mahvetmişti beni." Aşırı derecede düşünmüştü sınavı ve kendini gerçekten bitirmişti. Yaşadığı stres, heyecan, yorgunluk... Nihayet geçip gitmişti.
"Yirmi," dedi Emir sevgilisini kolunun altına alarak. "Asena'yla resmen başladığımız güne binlerce kez dönebilirim." Burak gülerken midesi bulanmış gibi bir moda girdi, alay ediyordu aklınca.
"On beş," Mina'yla göz göze geldik, o bana bakarken gülümsedi ben ona bakarken. "Ben lise birden hiçbir yaşımda vazgeçemedim."
"Ben de on yedi," Emin Mina'ya baksa da o karşılık vermedi. Bütün kırılmaların başladığı yaşımızda aslında. Bütün hatalar, kırgınlıklar, yalnızlıklar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 | Yarı Texting
Novela Juvenil🧠: Diyorum ki Asilhan 🧠: Parmaklarım yoruldu 🧠: *fotoğraf Asilhan: Hay sikeyim Asilhan: Islaksın Asilhan: Bana niye atıyorsun 🧠: Islaklığımı sana bulaştırmak istiyorum 🧠: Kaslı parmakların beni dağıtırken 🧠: Bal gözlerini izlemem gerek �...