|36|

441 15 6
                                    

10.01.2023

Mihra Akadalı

Yeni bir sabaha gözlerimi aralarken yüzümde bir tebessüm vardı. Geceleri huzurlu uyuyunca sabahları da huzurla uyanmaya başlamıştım. Yüzüm yeniden gülüyordu, aptal sırıtmalarım tekrar hayatıma dahil olmuştu çünkü Asilhan vardı. O varken çoğunlukla böyleydim, böyle olmayı en az onun kadar seviyordum.

Yattığım yerden kalkarken hafif birkaç esneme hareketi yaptım. Serum yememin üstünden geçen üç gün içerisinde en iyi olduğum gündü bugün. Bolca meyve yemek ve dinlenmek beni toparlamıştı. Eğer serum yemesem de kendime gelirdim ama o sıra pek kendimde olmadığımdan fikrim sorulmamıştı. Serumu yarı baygınken yapmaları da hiç etik değildi. Bu yaşıma kadar gelmiştim ve geçen günlerde yediğim serum benim ikinci serumumdu. İlkini on yedi yaşımda, on sekiz kez kusmam sonucunda yemiştim. O zaman da bir ölüden farksızdım, baygınlık geçirmek üzereydim. Ayakta bile duramıyor, ağrıdan kıvranıyordum. Öyle çok zorlanmıştım ki... Boş bir mideyi daha fazla boşaltmaya çalışmak tahmin edilemeyecek kadar zordu.

O günleri unutmak için kalktım yerimden çabucak. Geçirdiğim en kötü hastalıklardan biriydi ki sonunda serum yemiştim. Ne zaman hasta olsam o günü anar ve durumum iyi diye şükrederdim. Bu kez ona çok yakın bir şeyler yaşadığım için pek o konuma düşememiştim ama nihayetinde atlatmıştım. Kendimi banyoya atarken de sadece bunun rahatlığı vardı üstümde.

Güzel bir duş almadan önce ihtiyacımı gidermiştim, ellerimi yıkadıktan sonra da duşakabine geçmiştim. Açtığım örgünün dalgalı tutamlarına su karışırken bedenim gevşedi. Şampuana uzanıp elime döktüm ve diğeriyle birbirine sürüp homojen bir görüntü olana kadar devam ettim. Nihayetinde saçlarım yeteri kadar ıslak, şampuanım da yeteri kadar dağılmıştı. İkisini birleştirmemle dolu dolu köpürdü saçlarım. Hafif hafif masaj yaparak yıkadığım saçlarımı tepede durdurup vücuduma geçtim. Duş jelinin kokusu -uzun zamandır aynısını kullandığımdan- artık tenimle bir gibiydi. Vücut spreyimle bile bütünleşmişti abartısız. Kendimi ikisinden başka bir kokuyla düşünemiyordum.

Asilhan hariç.

Onsuz geçirdiğim dokuzuncu gündü bugün. Çok zorluyordu beni Asilhan'dan ayrı olmak. Kapalı gözlerimi özlemle yeniden açtığımda yüzümde beliren buruk tebessümün önüne geçememiştim. Yine de aldırmadan onu düşünmeye devam ettim. Asilhan'la uyuduğumuz her gecenin sabahında biraz daha o kokuyordum. Duş alana kadar tamamen tenime yerleşiyordu sanki kokusu, sırf o yüzden duş almak bile istemiyordum. Dün gece bu konuyu yeniden konuşmuştuk ve o da aynısını söylemişti bana. Benim de kokum siniyormuş ona ve o tişörtlerini hâlâ yıkamıyormuş. Bunu dün duyduğumda çığlık atmamak için zor durmuştum. Keyfimden yatağı tekmeleyip, debelenerek uzun dakikalar geçirirdim muhtemelen ama görüntülü konuştuğumuz için yapamamıştım.

On dört yaşındaki Mihra yeniden göstermişti dün gece kendisini, heyecandan buz kesmiştim ve yanaklarım buna rağmen kızarmıştı. Ne diyeceğimi bilememiş, suratına bakmıştım tuhaf bir çarpıntıyla. Sanki ilk kez konuşuyordum onunla, ilk kez tanıyordum onu. Garip hissediyordum, midemdeki kelebekler yine beni kusturacak kadar hızlıydı. Kanım bedenimi terk eder gibi çekiliyor sonra aniden hızlanarak yayılıyordu bedenime. O zaman da soğuk terler atıyordum, dilim tutuluyordu. Asilhan öyle ayarsızdı ki vücudum da onun gibi tepki veriyordu yaşadıklarımıza.

Onu düşünerek geçirdiğim duşumun ardından havluma sarındım. Saçlarımın suyunu sıkıp onları da havluya sardım. Ayaklarım kaymasın diye paspasta iyice kuruladım ve öyle çıktım banyodan. Odama geçtim, biraz bornoz keyfi yapmak için yatağıma uzandım. Elim her şeyden önce telefonuma gitti. Asilhan mutlaka uyanmış olmalıydı, uyandıysa bana mesaj da atmıştır. Tam da tahmin ettiğim gibiydi. Asilhan günaydın mesajımı atmıştı fakat her zamankinden biraz farklıydı.

22 | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin