29 Ağustos 2022,
Mihra Akadalı
Heyecan, gerilim, korku, panik...Duygularım birbirine karışmıştı. Asilhan'ın sesinden duyduklarıma inanamıyordum. Ne demişti o? Yerimden kalkarken cama doğru koştum. Perdeyi iterek açık camdan aşağıya sarktım, sahiden kapıdaydı.
"Delirdin mi sen?" Dedim sesimi bastırarak. Sessizliği içinde benim çıkardığım gürültüleri dinlemişti.
"Delirdim," dedi gayet rahat bir şekilde. "Hadi gel." Derin bir nefes alıp odanın içinde döndüm. Sahiden gelmişti ve gitmemi bekliyordu.
"Asilhan kapının önünde durma," dedim bu kez aynı panikle. "Uzaklaş sen, ben geleceğim." Ona söylediklerimi usulca dinledi.
"Parka gel," dedi çözüm olarak.
"Park eve çok yakın, olmaz." Bir derin nefesi daha içine çekerken parmaklarının ritim tuttuğu yüzeyden çıkan sesleri dinledim.
"Yukarı mı geleyim yani?" Dedi bu kez. Beni yanlış anlıyordu. Mesajlaşırken söylediklerimi yaptırmaya çalıştığımı düşünmeye başlamıştı.
"Saçmalama ya," hâlâ camdan aşağıya baktığımı fark ettim, başını ön cama yaklaştırıp yukarı doğru baktı kulağında telefonla.
"İlk buluştuğumuz ara sokakta bekliyorum seni," dedi usulca. Ses tonundaki dinginliğe zıt bakışları vardı. Loş ışıkta seçilen keskin yüz hatları yutkunmama sebep oldu. "Gerekirse de sabaha kadar yavrum." Onu anladığımı belirtircesine başımı aşağı yukarı salladım, geriye çekildi.
Arabayı kullanmaya başladığında içeri girdim. "Tamam sen bekle," dolaptan tek elle çıkardığım kıyafetleri yatağın üzerine doğru attım. "Üstümü değişip geliyorum." Onayladı, telefonu kapattım usulca.
Derin nefesler alarak nabzımı düzenledim, bizimkilerin yanına rahat bir şekilde gidip izin alacaktım. Yüzümdeki renkler dindi, göğsüm sakinlikle kalkıp inmeye başladı. Tamam, hazırdım.
Beklemeden odadan çıktım. Televizyon karşısında uyuklamaya başlayan babama, yanında oturup meyve yiyen anneme beni fark etmeleri için kısaca baktım; işe yaramadı. Dudaklarımı ıslattım, boğazımı temizleyerek bana bakmalarını bekledim ama yine olmadı. İkisi de televizyona öyle dalmışlardı ki beni görmüyor, duymuyorlardı.
Yanlarından geçip gitsem, evden çıksam da böyle yaparlar mıydı acaba? Sahiden denesem ne olurdu en fazla? Hayır hayır, o zaman kesinlikle fark ederlerdi.
"Şey," dedim giriş cümlesi olarak. "Mina aradı beni. Yürüyüşe çıkıyormuş, beni de çağırdı. Çıkayım diyorum," aslında aldığım kararı söylüyor, onları sadece bilgilendiriyor gibi olmuştu bu. İşe yarayacağını düşünüyordum.
"Babam karar vermişsin zaten," dedi babam.
"Haber veriyor işte," dedi annem de.
"Çıkıyorum o zaman," dedim bu kez ben.
Babam bana doğru döndü kısaca ve televizyona geri döndü. "Lâlin de gelsin seninle," anneme doğru döndüm hızlıca. Babamın bu fikirden cayması lazımdı. "Bu saatte yalnız yürüme sahile kadar." Kaşlarımı yukarı doğru kaldırdım. Kardeşimin ne işi vardı yanımda?!
"Üşengeçliğinden gider mi o hiç?"
"Tamam ben arabayla bırakayım," dedi babam bu kez doğrularak.
"Hayatım yürüyüş yapacağız diyorum," gülümsedim oldukça. "Sen yorulmuşsun zaten bugün. Dinlen güzelce ben bir koşu gidip gelirim." Annemle ikisi arasında bir bakışma geçti. Annem başıyla onay verince babam da yeniden bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 | Yarı Texting
Ficção Adolescente🧠: Diyorum ki Asilhan 🧠: Parmaklarım yoruldu 🧠: *fotoğraf Asilhan: Hay sikeyim Asilhan: Islaksın Asilhan: Bana niye atıyorsun 🧠: Islaklığımı sana bulaştırmak istiyorum 🧠: Kaslı parmakların beni dağıtırken 🧠: Bal gözlerini izlemem gerek �...