15.03.2023
Asilhan Karavadi
Bugün, yirmi altı senelik ömrümde hiç korkmadığım kadar korkuyordum. Bu korku heyecanımdan besleniyordu. Dün gece Mihra aniden çağırmıştı beni annesiyle tanışmam için ve zaman o anda kalmış gibiydi. Sabah erkenden uyanmış, duşumu almış ve hazırlanmıştım. Üzerimde siyah kumaş bir pantolon ve gri gömleğim vardı. Elimdeki kutulara bakınca istemeye gitmiş gibi görünüyordum. İstemsizce güldüğümde derin bir nefes aldım ve hazır olduğuma inanıp kapıyı çaldım. Ellerim titriyordu, bunu hissediyordum ama önemsizmiş gibi yapmaya devam ettim. Kapım açılsın diye beklerken de sakin kalmaya çalışıyordum.
"Hoş geldin," Mihra'nın siyaha yakın koyu kahve gözlerine bakarken dudaklarım kıvrıldı. Gözlerinin içi parlıyordu beni her gördüğünde ve ben bunu çok seviyordum.
"Hoş buldum yavrum," kapıyı benim için biraz daha araladığında ayakkabılarımdan kurtulmuştum. Üzerimdeki deri ceketi çıkardım, elimden aldı asmak için. Gözlerim onun yüzünde, teninde geziniyordu. Kolsuz beyaz bir bluz ve açık mavi kot pantolon giymişti. Saçlarını tepede toplamış, her zamanki gibi de örmüştü uçlarını. Gözlerinde bir şey yoktu, saf haliyle duruyordu ama dudakları...Bakarken yutkunmamı gerektirecek kadar güzel ve dolgun duruyorlardı.
"Niye böyle bakıyorsun?" Dedi ceketimi kolunun üstüne atarak.
"Çok güzelsin," aramızdaki bakışmayı bölen ufak bir terlik sesinden sonra bakışlarım sağa doğru döndü. "Merhaba." Dedim şaşkınlıkla. Mihra sahiden de annesine çok benziyordu, anlattığında bu denli olabileceğini tahmin etmemiştim.
"Merhaba," dedi annesi bana gülümseyerek. İkisi arasında dolaştı bakışlarım bir an idrak edemeyerek. Belki de gençlik haliydi Mihra onun, o kadar çok benziyordu. "Hoş geldin."
"Hoş buldum," transtan çıkıp elimdekini uzattım usulca. "Kusura bakmayın, bu kadar benzeyeceğinizi tahmin etmiyordum." Donukluğumun sebebi anlaşılırken güldü.
"Zahmet etmişsin," dedi ve elimdeki paketleri alıp kızına uzattı. Aynısını benim de yapabileceğim aklıma geldi ama umursamadım.
"Estağfurullah,"
"Ayakta kaldın," beni eliyle yönlendirirken Mihra arkamızda kalmıştı. Omzum üzerinden geriye döndüm istemsizce. Giriş kapısının hemen solundaki duvardaki dolap kapılarını araladı ve içine girdi. "Çekinmene gerek yok Asil, Mihra gelir birazdan." Artık onu göremesem de oraya ceketimi asmak için girdiğini anlamıştım.
"Nasılsınız?" Kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum. İlk defa taşındığı bir yerde, annesinin hiç bilmediği komşularına emanet ettiği küçük bir çocuk gibi.
"İyiyim teşekkür ederim," çok kibar, çok naif biriydi ve ben buna daha iki dakika içerisinde karar vermiştim. "Sen nasılsın?"
"Teşekkür ederim," Mihra kapısız salondan içeri girerken annesinin yanına geçip oturdu. "Sizi gördüm daha iyi oldum." Gözlerimi sevgilimin üstünden alıp annesine çevirdim, Mihra gülmemek için kendini zorlarken beni hafiften sıcak basmaya başlamıştı.
"Sen bizi görmedin ama biz seni hep görüp dinliyoruz," dedi. Yeniden Mihra'ya baktım istemsizce. "Televizyondan." Annesine sadece dış görünüş olarak değil kişilik olarak da benziyordu. Beni bambaşka bir şey düşünmeye yöneltip sonra asıl aklımdakini söylediğinde anladım.
"Ben kendimi bildim bileli güreşle uğraşıyorum," dedim bununla gurur duyarak. "Son dönemde daha fazla ilgi odağı oldum yoksa yeni yaptığım bir şey değil." Aldığım şampiyonluğun ardından çok geçmeden Burak'la ortak bir spor salonu açmam büyük ses getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 | Yarı Texting
Teen Fiction🧠: Diyorum ki Asilhan 🧠: Parmaklarım yoruldu 🧠: *fotoğraf Asilhan: Hay sikeyim Asilhan: Islaksın Asilhan: Bana niye atıyorsun 🧠: Islaklığımı sana bulaştırmak istiyorum 🧠: Kaslı parmakların beni dağıtırken 🧠: Bal gözlerini izlemem gerek �...