|29|

733 27 20
                                    

31 Ağustos 2022,

Mihra Akadalı

Gözlerine bakıyordum uzun uzun, kokusunu ciğerlerime çekiyordum derin derin, tenine dokunup heyecanlanıyordum, sesini duyarken huzur bulduğumu hissediyordum; ben yaşadığımı anlıyordum. Bu yaşam öyle bir yaşamdı ki tarifi yoktu. Zaman ya tam anlamıyla duruyordu ya da hiç durmadan akıp gidiyordu. Geçirdiğim saniyelere yetişemiyordum. Yeniden doğuyor, filizleniyor, çiçek açıyordum.

Saçlarıma biraz daha doladığı parmakları içimdeki azgını dürtüklemeye devam ediyordu. "Beni kim, niye elinden alsın?" Ses tonumu yumuşatmış, onu hırslandıracağımı bildiğim bir bakışla dudaklarına indirmiştim gözlerimi.

"Mihra," saçlarımı kavrayışı sertleşti. Başımı geriye doğru yatırırken dudaklarını soluk borumdan gırtlağıma kadar sürdü. "Yakarım canını." Çenemin altında devam etti dudağının izi, ucuna dokundu.

Elimi saçlarının arasına karıştırıp çektim hafifçe. "Korkutuyorsun," dedim buram buram alay kokan sesimle. Gözlerimizden geçen duygular birbirine denkti, bu halimin onu delirttiğini görüyordum.

"İyi ki korkuyorsun," dedi hafif bir gülüşle. Benden acısını çıkaracağını biliyordum. "Bir de korkmasan..." saçlarımı gevşetir gibi olduğunda çeneme dokundu dudakları. "Nasıl baş ederim seninle?" Saçıma hâlâ dolanmış olan eline rağmen başımı indirdim, dudakları sürüldü dudaklarıma.

"Edemezsin," dudaklarımız birbirine çarpıyordu, alt dudağımı dişlerim arasına çektim. "Fenayım ben." Dudağıma uzanan dudağından kaçtım hafifçe. Gözlerini zar zor açık tutuyordu.

"Başıma da belasın," elini enseme bastırıp beni itti kendisine doğru, dudaklarımız çarptı birbirine bir kez daha. "Kanatmak istiyorsan ben varım." Dudaklarımdan bahsettiğini anlayınca gülümsedim, dudaklarına daldım usulca.

Saçlarımdaki eli gevşemişti, geriye kaçmama hiç fırsat vermeden dudaklarımda nefeslenmeye devam etti. Alt dudağıma durmadan dişlerini sürüp soyuyordu. Üst dudağını ıslattım, dilimi dişlerine çarparak sıcak ağzına ittirdim.

"Siktir!" Kendini geriye çekmiş hemen ardından dudaklarıma gömülmüştü. "Ver o güzel dilini bana." Hiç ara vermemişiz gibi ağzımın içine bıraktı kendisini. Yeniden dudaklarını araladı, dilimi bekledi sıcaklığına. Dilimi dili üzerinde kaydırırken dudaklarıyla tuttu. Başını geriye doğru çekerken dilimi emiyordu.

Dudaklarıyla ölecektim. Nefes bile alamıyordum. Asilhan'a uymak bambaşka bir boyuttu. Hiçbir şey yaşamamış bana, yaşananlar çok fazlaydı ama bocalamıyordum. Teoride bildiklerim adım adım pratiğe düşüyordu. Bir puzzle parçası gibi onunla birleşiyor, aitleşiyordum.

"Asilhan..." dedim dolgun dudaklarını bırakarak. "Nefes al." Bunu söylerken bile öpüyordum onu. Arka arkaya bıraktığım kısa buselerle fırsat tanımıyordum.

Dudaklarıma bıraktığı ıslaklığı emdi hafifçe. "Alıyorum," dedi kışkırtıcı bir tonda. Gözlerimi zorlukla aralarken yüzünü okşayan parmaklarımı dudağında duraklattım.

"Bizi bekliyorlar," kopamıyordum. Dudağım dursa, elim durmuyor; elim dursa, gözüm durmuyordu.

"Sikimde mi sence?" Ben vardım ama ona bunu söylemedim.

Olduğum konuma yerleşirken zorlandığını görüyordum. Altımdaki hareketlilikten de anlamamam imkansızdı. Göğsümde biriken heyecanı anlatamıyordum. Bacaklarımı birbirine sıkıca bastırmak geliyordu içimden. Aynı zamanda üstünde hareketlenmek vardı bir yanımda. Sürtünüp ucu yakılmış kibritle her yeri aleve vermek istiyordum.

22 | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin