31 Ağustos 2022,
Mihra Akadalı
Zaman durmuştu yine benim için. Onun karşıma çıktığı her an saniyeler yavaşlıyor, akrep ve yelkovan hareket etmiyordu. Herkes donup kalıyordu etrafımda. Sadece onu görüyordum. Gördüğüm kadar da kayboluyordum. Kayboldukça mutlu oluyordum.
"Ne işin var senin burada?" Elini belime atarken beni önüme döndürdü, karşımızdaki görevliye odaklandı. Birde soruma cevap verseydi, ne güzel olurdu.
"Boş kartların içine koymuştunuz dolu olanı," ne yani, planlı mıydı zaten? Benimle oynamaya utanmamış mıydı?
"Kusura bakmayın lütfen. Asilhan Bey öyle isteyince bilmiyor gibi yapmak zorunda kaldım," dedi bizden birkaç yaş büyük duran çalışan bana hitaben.
"Sorun değil," dedim ama hiçbir şey yerli yerinde değildi. Bir türlü taşları yerine oturtamıyordum. Belimdeki eli beni sıkıca tutarken elimi üzerine yaslayıp ona doğru döndüm, yüzüne alt yandan bakmak bir tabloyu incelemekten farksızdı. Göğsümde çiçekler açtırıyordu.
"Buyurun," uzatılan kartı aldı Asilhan. "İyi eğlenceler."
"Teşekkürler," dedim yarım ağız. Belimdeki eli beni okşarken yönümü de kontrol ediyordu. "Hani gelmiyordun sen?" Attığımız birkaç adımdan sonra durakladık. Sırtım oyuncaklara dönükken ben de ona dönüktüm.
"Geldim işte yavrum," kartı tutan elini de belime yasladı, birazdan dans edecekmişiz gibi duruyorduk. "Hoşuna gitmediyse geri gidebilirim." Gider gibi yaptığında belimden kaydırdığı elini yerine sabitledim.
"Ben öyle bir şey demedim," belimden sırtıma doğru kaydı elleri ve orada birleşti. "Şaşırdım sadece, beklemiyordum." Birkaç bozuk adımla beni kendisine doğru çekti, ellerimi omzuna yasladım.
"Bu yarım akıllıların arasında tek bırakamazdım seni,"
"Aferin," ellerimi omzundan geriye doğru kaldırırken bir adım daha atıp yaslandım ona. Ellerimi sırtında birleştirirken hafifçe parmak ucuma yükselmiştim, sarılmak bana iyi gelecekti.
Çenem omzundayken burnunu saçlarım arasına daldırdı. "Bebek gibi olmuşsun," saçlarımdan öptü, ayaklarım yerden kesilirken güldüm. "Bu kombin ne, altı yaşında mısın sen?" Çenemi öpüp yüzüme bakmak için geriye çekildi.
"Sen de lila giymişsin," dedim ona bakarak. "Benimle uyumlu olmak için mi yaptın?" Üzerimde lila rengi tulumum ve onun da içinde eflatun rengi tişörtüm vardı. Çoraplarım da daha koyu tonda bir mordu. Kulağımda lila taşlı küpeler vardı, telefon kılıfım lilaydı. Bugün lila günüydü benim için.
"Haberim bile yoktu," arkadan birinin bize doğru koştuğunu gördüm. "Yürü velet." Daha adım atamadan biri onun üzerine atladı. Başıma çarpan sert kolla sarsıldım, Asilhan'ın belimdeki eli zor tuttu beni.
"Selam kumam!" Burak bütün enerjisiyle aramıza giren sarı kediydi. "Bu kadar çocuğun içinde utanmadan öpüşün de tam olsun." Bizimle alay ettiğini anlarken ona göz devirdim, Asilhan beni sol tarafına doğru çekti.
"Senin belanı sikerim,"
"Tabii bendeki kasa kimsede yok," elini baldırına vururken Asilhan sinirinden gülmeye başlamıştı.
"Burak," dedi sabırla. "Bak sana söylediğime pişman etme beni." Burak bana doğru eğildi görmek için. Asilhan utanmasa arkasına saklayacaktı.
"Kumamın nefes almasına izin verir misin?" Dedi Burak alayla. "Boğdun kızı göt herif."
"Düzgün konuş," biraz önce küfreden kendisi değilmiş gibi kibarlaştı. "Hadi gidelim."
"Burak," dedim öne doğru çıkarak. "Hani senin sevgilin?" Asilhan'ı işaret etti. İnanamayarak ona bakarken gülmeye başladım. Asilhan olayın ne olduğunu anlamak için ikimiz arasında gezdiriyordu gözlerini.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 | Yarı Texting
Teen Fiction🧠: Diyorum ki Asilhan 🧠: Parmaklarım yoruldu 🧠: *fotoğraf Asilhan: Hay sikeyim Asilhan: Islaksın Asilhan: Bana niye atıyorsun 🧠: Islaklığımı sana bulaştırmak istiyorum 🧠: Kaslı parmakların beni dağıtırken 🧠: Bal gözlerini izlemem gerek �...