2.9

16 9 2
                                    


15 nisan


tak tak tak

yorganı kafama çekiyorum.

tak tak tak

"ahhh!"

kalkıp kapıya sürüklüyorum bedenimi. dün tüm günü min jun'la geçirdik. sinemaya gittik, fotoğraf çekildik, göl kenarında yürüyüş yaptık. bacaklarıma uzandı, birbirimize masallar uydurduk, hepsinde en mutlusu bizdik. her şey büyüleyiciydi. "jia.."

kapıyı hafifçe kapatıp içeride uyuyan min jun'u rahatsız etmemeyi umuyorum. "lanet olsun neden kendini bana hatırlatıp duruyorsun ki?"

"jia yardımına ihtiyacım var, beni dinlemek zorundasın." ellerinde, kollarında, her yerinde jilet kesikleri var. yüzümü buruşturuyorum, görmek istemeyeceğim bir manzara. evimin önü gereğinden fazla kan gördü.

"değilim. siktir git evimden."

ağlıyor. şaşırıyorum. şizoidler ağlamaz sanıyordum. "ben değişiyorum. hastalığımı yeniyorum jia."

"tebrik ederim. şimdi git buradan."

"hayır,hayır! senin sayende oluyor bunlar! lütfen bana yardım et, çıkayım bu çukurdan. beni anlayabilecek kimse yok.."

"yanlış kapıdasın japonyalı. ben de seni anlamayan kimselerdenim."

"ölümümü mü izleyeceksin? bana yardım etmeyip ölümümü mü izleyeceksin? sen bunu yapamazsın, kimsenin ölümüne sebep olmak istemezsin, değil mi?"

aklıma pembe saçlı kız geliyor, dolan gözlerimi kırpıştırıyorum. ciddileşiyorum. "yanılıyorsun. senin gibi bir adinin ölümünü izlemek hoşuma bile gider. bir daha karşıma çıkma."

kapıyı yüzüne kapatıyorum.

our way out | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin