YARA

111 9 0
                                    

Çaresizdim. Islak ve yorgun iki ayağa sahiptim. Allah'ın cezası ayaklar az daha hızlı koşamadılar! Aklıma izlediğim yabancı filmler geldi. "Suçlu da yorulur ve sokaktaki bir yere saklanır"
Mesela.... Karşıdaki çöp konteynırının arkası. Altın görmüş gibi çöplere doğru yürüyordum. Hızlı adımlarla! "Bekleyin beni çöpçüklerim, ben geliyorum!" ya da "bekle beni çöp adamım, ben gel..." hayır hayır "bekle beni çöpçü katil, ben geliyorum, ölümün geliyor!"
Off! Ne saçmalıyordum ben? Hissetmesin diye sakin ama hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Bu uzun yolda 10 metre ara kalmıştı çöp kovasıyla benim aramda. Yan yan adımlar yetmedi bana. Bu mesafeden zaten yakalarım diye düşündüm. Sabırsızlanarak koşmaya başladım. Yağmur çok hızlanmıştı ama benim içim adrenalinden yanıyordu. Acı da olabilirdi. Seçemiyordum. Çok da önemsemiyordum zaten. Birden yaklaştığım çöp kovası iki santim bana doğru kaydı sanki. Hareket etti emindim. Çok az da olsa anlayabildim çünkü artık her şey bana büyük geliyordu. Acılar hariç. Çünkü en büyük acıları yaşamıştım. Gerçekten yaşamış mıydım? Çöp kovasına dalan gözlerim koşarken çöp kovası biraz daha kaydı. "Şimdi işin bitti pislik" içimden değil bağırarak söyledim çünkü üç metre bile yoktu. Dibindeydim neredeyse o pisliğin. Yakaladım, yakalamıştım onu ......
Derken DIIIT!!!! Ev pabucumun sökülen ipine basıp yere kapaklandım. Çöp kovasının dibindeydim. Sinekler gerçekten başımda dönüyordum. Kimse yoktu. Siniirden bir yumrukta çöp kutusuna geçirdim.
Aaaaaaaaaaaaaa! Çığlığım boş sokakta yankılanmıştı. Ve benim sesimin yankısının ardından MİYAVVV miyavv miyaaaa... Bir kedi sesi yankılanması. Evet! Kediymiş. Şaka mı bu? Kamera nerde el sallıyım. Saçlarım yerlere sürünmüştü. Yanağım ve dizim de yaralanmıştı. Özellikle yanağım çok acıyordu. İzi kalır diye düşünmüştüm zaten. Çünkü derim çok soyulmuştu. Çaresiz bir şekilde evimin yolunu tuttum. EVİM! Güldüm, kahkahalar eterak sokakta yankılanan sesimin eşliğinde eve her adımda daha çok yaklaştım. Güldüm çünkü komikti. Benim evimmiş gibi rahattım. Tabi bu rahatlıksa! Her gün esrarengiz telefonlar , kapı zilleri ,olaylar olaylar! Çöpleri ,sinekleri ve tabi ki kedileri de unutmayalım(!).
Eve attım kendimi . Elimde gazete vardı ve apartmanda düşürdüğüm ve eve gelirken topladığım kağıtlar. Neydi bunlar? Tam göz atacaktım ki yanağım sızladı ve ardından da dizim. Banyoya gittim ve yıkadım. Ama biraz müdahale gerekiyordu. Duşumu aldım, üstümü giyindim ve cebime beş on lira atarak eczanenin yolunu tuttum. Yoksa bu yaralar da geçmezdi. İçimdeki yaralar gibi!

kesik kanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin