0537**: Günaydın Hanımeli
0537**: Sınıfta senin yanında durduğun klima bozulmuş, istersen kalın şeyler al üzerine.
Siz: Alırım, teşekkür ederim.
Siz: Bunu nasıl bildiğini de sorgulamıyorum tabi ki
0537**: Sevdim bunu çabuk alışıyorsun kddkdk
0537**: Yazdın mı bu aralar hiç yeşil kapaklı günlüğüne bir şeyler
Okul çantamın içine araba anahtarı da attığım sırada gözlerim kitaplıktaki defterime kaydı. Aslında ilk gün en çok istediği şeyi bilmeden yapmış ve defterde adını karalamadan bıraktığım tek insan olmayı başarmıştı. Ve ben sekiz yaşımla alakası olduğunu öğrendiğim an içimde ismini silmemek için çok büyük savaş vermiş, kaybederek kazanmıştım.
Siz: Yazdım
Siz: Ama hayır Oflaz adının var olup olmadığını benden öğrenemeyeceksin
0537**: Adımı bir kaç tuşa basıp yazmanın bile bende bıraktığı etkiye inanamazsın Nida
0537**: Öğrenmem önemli değil ki zaten zamanı geldiğinde senin bana göstereceğine eminim
Siz: O kadar mı eminsin yazdığıma?
0537**: Muhtemelen telefonun sağ elinde, sol elin ensen ve kolyen arasında gidip geliyor. Bu da sanmakla beraber eminim ki benimle konuştuğun için. Hava soğuk ama aydınlık bu yüzden içi kalın ama açık renkli montunu giydin. Derse geldiğinde eğer yolda başına bir aksilik gelmediyse içeriye sağına bakarak girecek, hocanın anlattığı konuyu anlamadıysan sınavlarda yapamayacağını düşünerek stresten sol bileğini sertçe ovalayacak, kızarana kadar da bunu asla fark etmeyeceksin.
0537**: Dışarıdan bakınca ben seni dünyadaki herkesten, hatta annen ve babandan bile daha çok biliyorum.
Yüzüme yerleşen acınası gülümseme ile odamdan çıkıp telefonumun sesini açtım. Haklısın Oflaz, emin ol bu dünyadaki herkes beni annem ve babamdan daha iyi tanır zaten.
0537**: Dikkat et kendine Nida, ama en da çok hislerine.
0537**: Çünkü onlara yabancıyım, dağılırsa toplayamam.
Siz: Sence beni tanıdığına olan inancın biraz fazla iddialı değil mi?
Siz: Beni dışarıdan ne kadar gözlemlersen gözlemle benim rutinlerim karakterimi göstermez.
0537**: Eğer seni ilk defa okulda görmüş olsaydım emin olamazdım.
0537**: Bırak şimdi olduğu gibi ezbere saymayı, boşluklardan kafamı kaldıramazdım.
0537**: Ama benim sende öncem var Nida, geçmişim var.
0537**: Hala nasıl hatırlamıyorsun beni bilmiyorum ama ben unutamadıklarımla buradayım. Gözünün önünde duran gerçekte bekliyorum seni.
Siz: Ben unutuyorum, daha doğrusu geçmişimi anımsayamıyorum. Çok eksik her şey. Hangi kısımda var olduğunu söylüyorsun onu bile bilmiyorum. Tek bildiğim şey sekiz yaşımda yeşil defterime yazdığım çiçeğin ismi
0537**: Hanımeli
Siz: Hanımeli
0537**: Alerjim olmayan tek çiçek. Henüz iki hafta dolmadı ama yine de ufak bir ip ucu olsun.
0537**: Ve unutmadan iyi dersler, bileğinden de uzak dur.
✨✨✨
1 hafta sonra...
Çerçeveler, fotoğraflar ve eski kumbaram. Hepsi Antalya'daki eski evimizde kalan ve benim yıllar sonra gelip alabildiğim eski eşyalarımdı. Hepsini çantama doldurup kapıyı kilitleyerek on iki yıldır girmediğimiz evi tekrardan yalnızlığına düğümledim.
Çantamı arabanın bagajına bırakıp sürücü koltuğuna geçeceğim sırada gözlerim maviye boyadığım posta kutusuna takılmıştı. Hala ilk günkü gibi duruyordu ve sanki tahtaları sararan eve inat burada olduğunu belli etmeye çalışıyordu.
Alttaki tuşuna basıp kapağını açtım. Boşa yakın olacağını sandığım kutu ağzına kadar kırmızı zarflarla doluydu. Rastgele hepsine bakınırken gördüğüm tanıdık isim duraksamama sebep oldu.
Oflaz Yalçınkaya
Bir, iki, üç... kırmızı olan her zarfta onun ismi ve hanımeli kartpostalı vardı.
"Gözünün önünde duran gerçekte bekliyorum seni."
✨✨✨
MERHABA CANİKOMLAAAR ✨
NASILSINIZ, NASIL GİDİYOR HAYAT?
OY VE YORUMLARINIZI, KİTABIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BURAYA BEKLİYORUM 💕
KOCAMAN ÖPÜCÜKLER BİR SONRAKİ BÖLÜMDE YANİ YARIN GÖRÜŞMEK ÜZEREEE 🫶🏻🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönderiliyor;Hanımeli Texting
HumorGeçmiş, unutulduğunda, ya da hatırlanmadığında karanlık suların altına gömülebilecek kadar basit olaylar silsilesinden ibaret değil. Tarih bir şekilde tekerrür eder ve geçmiş ne olursa olsun geçmemek için elinden geleni yapardı. Ve benim çıkmazları...