"Nöron implus sisteminin yapı taşıdır."
Yazıyı yazıp tekrardan bakışları bana döndüğünde artık kızarma evresinden yok olma evresine doğru geçiyordum.
Sabahtan beri bir kere olsun bakışlarını benden çekmemişti!
Daha fazla dayanamayıp telefonumu sıranın altından açtım.
Siz: Oflaz neler olduğunu sonra konuşacağız ama verdiğin suyu içebilecek halde olmamı istiyorsan lütfen bakışlarını biraz da sınıfta gezdir.
Cebindeki telefonu çıkarıp mesaja baktı ve cevap vermeden geri yerine bıraktı.
"Ve siz siz olun arkadaşlar..." bakışlarını bir kaç saniye sınıfa çevirip sonrasında tekrardan bana döndü. "Nöronlarını ve dolaylı yoldan sinir sisteminizi bozacak insanları iyi seçip, bakışlarınızı onlardan çekmeyin."
Bütün sınıf fısır fısır kendi aralarında konuşmaya başlarken hocanın uyarıcı boğaz temizlemesi Oflaz'ın gülümseyen yüzünü tahtaya çevirdi.
Konunun detaylarını tek tek anlatırken bütün ders boyunca gözlerini sınıfa çevirmemişti. Ve bunu fark eden hoca sürekli bana bakıp bir şeyler not alıyordu.
Sanırım hayatım boyunca daha çok gerildiğim bir ders olmamıştı.
"Bu haftaki notlarımın son konusu miyelin kılıf, bu yere kadar anlamadığın bir şey var mı?"
Bu sefer oturmakla kalmayan hoca tahtaya çıkıp Oflaz'ın yanına geçti.
"Sen son konuyu Nida'ya anlatırken bende sınıfın kalanına anlatayım mı Oflaz?"
"Hocam bence de öyle yapalım yoksa sevenleri ayırmaktan vizelerde bol sıfırlı notlar alacağım."
Hayır hayır hayır! Şu an bir kara delik olmalı ve beni en derinine saklamalı!
Arkalardan başka sesler yükseldiğinden hoca Oflaz'dan kağıtları alıp bir kaç şey söyleyerek tahtadan aşağıya indirdi.
"Evet arkadaşlar bence Oflaz arkadaşımız dersleri gayet güzel anlatıyor. Ne dersiniz, bundan sonra dönem sonuna kadar ona bu görevi kitliyelim mi?"
Oflaz 'hay hay' der gibi eğildiğinde yanıma gelip sıraya oturdu.
"Desene bu dönem biraz fazla aynı ortamlarda takılacağız."
Tuttuğumu fark etmediğim nefesimi verirken sıranın üzerinde duran şişeyi açıp bana doğru uzattı.
"İç diye getirdim hanımeli. Bakman yanaklarının kırmızılığına iyi gelmeyecek."
Uzattığı şişeden minik bir yudum alıp tekrardan masaya bıraktım.
"Madem bizim sınıfa geliyordun neden haber vermedin?"
Omuzlarını silkti.
"Beni tanıyacağın anı görmek istedim. Ayrıca tam da dediğin gibi tanıdın ve ben senin yanına geldim."
Kollarını önünde bağlarken yan duran bedeniyle yüzünü bana çevirdi.
"Sen ne yapıyorsun bana böyle?"
Cevap verecek gücüm ya da ne diyeceğimi bilecek bir halde olmadığından önüme dönüp olabildiğince hocanın anlattıklarını dinlemeye çalıştım. Ama bu yanımda sırıtarak beni izleyen Oflaz varken tahmin edebileceğimden bile zor oluyordu.
Artık son slaytlara geçiyorken amfinin kapısı kaldı ve içeriye elleri kağıtlarla dolu olan tahminimce öğrenci işlerinden bir kız girdi.
"Hocam merhaba, izninizle Oflaz Yalçınkaya arkadaşımızı almam gerekiyor. Bir problem olur mu? Önemli bir işi var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönderiliyor;Hanımeli Texting
HumorGeçmiş, unutulduğunda, ya da hatırlanmadığında karanlık suların altına gömülebilecek kadar basit olaylar silsilesinden ibaret değil. Tarih bir şekilde tekerrür eder ve geçmiş ne olursa olsun geçmemek için elinden geleni yapardı. Ve benim çıkmazları...