"Şaka yapıyor de."
Oflaz ellerini direksiyondan kaldırıp gülerek bana döndü.
"Bu kız bir manyak, seni benden bile kıskanabilir ve abisi ben olduğum halde seni daha çok sevebilir. Gerçi bende olsam aynı şeyi yapardım ama o bunu biraz abartabilir."
Evet arkadaşlar şu saatten sonra beni en çok utançtan mora çevirecek kişiyi görüyorsunuz değil mi?
"Oflaz ama ayı-"
"Yengem!"
Kapım açılırken aniden içeriye dalan Nil kollarını sıkıca bana sardı.
"Sonunda seni görmek nasip oldu canım yengem. Valla billa seni abimden dinlemek çok sıkmıştı artık. Sen mutsuz oluyorsun bu deli odaya kapatıp kendini ağlıyor falan... olmuyordu yani."
Bakışlarım Oflaz'a döndüğünde o kocaman bir gülümsemeyle bizi izliyordu.
"Sana da merhaba abicim, evet sende hoş geldin. Ama istersen biraz rahat bırak hanımelimi de morarmaya başlamasın artık utançtan."
Nil bir anda yüzünü Oflaz'a çevirirken ben acaba kapıdan nasıl çıkabilirim derdindeydim.
"Hanımelim mi? Allah'ım öleceğim! Bana da abim gibi romantik ama asla öküz olmayan birini nasip et yarabbim!"
Oflaz'ın yüzü düşerken arabadan indi ve benim tarafıma gelerek elimi tuttuğunda biricik kardeşi Nil ile sarılmaktan tek vücut olacak bedenimi kurtarmıştı.
"Seni birine vermeyi düşünürsem o zaman bulursun birini."
Cümlesinin bitmesiyle yüzü Oflaz'a dönen tek kişi Nil değildi.
"Ne yani? Benim olsaydı sana bunları mı söylemeliydi Oflaz?"
"İşte yenge be! Yok öyle kapak, hava sızdırmıyor mübarek!"
Tekrardan koala misali yanıma gelen Nil'i bu sefer önüne geçerek engelleyen Oflaz bu sefer suratı asık bir halde bana döndü.
"Ben onu lafın gelişi söyledim. Ama tabi ki abin böyle bir şey diyebilirdi ve ben onun fikrini değiştirmek için çabalardım."
Yüzünün düşmüş haline kahkaha atmamak çok zor dururken yana doğru bir adım Nil'e döndüm.
"Nil'cim söyle sevgiline abinin fikrini değiştirmek için uğraşırsa ortada bir problem kalmazmış."
✨✨✨
Poşetleri eve taşımak ve benim için ayarladıkları odaya yerleşmemiş için ben, Oflaz, Nil ve bir yardımcı abla uygun görülmüş sabahtan beri odadan içinden dışarıya adım atmamıştık.
Oflaz yolda bana rastgele gösterdiğini sandığım oda takımı sipariş edip hemen eve getirttiğinden o onları monte ediyordu, ben ve Nil içlerini siliyorduk.
"Ay benim çocuklarım büyümüş de iş mi yapıyormuş! Yerim ben sizi. Kızlarım gelin bakayım buraya..."
Ellerini kocaman açtığında Nil elindeki bezi bırakıp beni tuttu ve annesinin kollarına ikimizi de çekti.Safiye teyzenin kocaman gülümsemesi ve Nil'in bir saniye bile şüphe etmeden bunu yapması belki de bu zamana kadar hiç hissedemediğim o şefkati, masumluğu ve bunların beraberinde gelen o buruk hüznü gözlerime taşımıştı.
"Şimdi yemek yeme vakti geldiğinden biz kızlar olarak aşağıya iniyoruz, beceriksiz oğlum da dolabı monte etmeyi bitirip aşağıya geliyor. Nasıl fikir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönderiliyor;Hanımeli Texting
HumorGeçmiş, unutulduğunda, ya da hatırlanmadığında karanlık suların altına gömülebilecek kadar basit olaylar silsilesinden ibaret değil. Tarih bir şekilde tekerrür eder ve geçmiş ne olursa olsun geçmemek için elinden geleni yapardı. Ve benim çıkmazları...