2.1

125 19 65
                                    

"Ne saçmalıyorsun Cüneyt. Doğru düzgün anlat şunu."

Ellerini isyan eder gibi iki yana açtı.

"İçeride Oğuzhan ve amip arkadaşı Ali var. Sen anlıyor beni?"

Omzumda duran başı aniden kalkarken elimi tutup beni de kendisiyle beraber koşar adımlarla salona soktu. Cüneyt'in dediği gibi bizimkilerin yanında Oğuzhan ve yabancı biri daha vardı.

"İnsan bizi de çağırırdı dimi? Yakışıyor mu böyle şeyler size?" Cüneyt'in Ali dediği kişi yana doğru dönüp Beril'i işaret ettiğinde istemsizce geri çekildim. İkisi de kendinde değil gibiydi ve eğer kavga olursa bizimkiler ikisini çiğ çiğ yerdi.

"Ama mesela bana yakışıyor, kim mi? Beril, kızım kafam."

Polat'ı tutan Tuna o an ellerini iki yana kaldırıp kollarını sıvarken Oğuzhan'ın bakışları tahmin ettiğim gibi bana döndü.

"İzim nasıl? Yenisi ekleyelim mi?"

Oflaz'ın elimin içindeki eli titremeye başlamıştı.

"Şimdi ben senin çarkına sıçmaz mıyım kaltak herif!"

Polat Ali'nin üzerine atlamıştı ama Oflaz kilitlenmiş gibi kısık gözlerle Oğuzhan denen aptala bakıyordu.

"Oflaz lütfen, saçma sapan konuşuyor takılma. Bana bak." Önüne geçip parmak ucuna yükselerek yüzünü ellerimin arasına aldım. "Bana bak Oflaz, ne olur." Hala aynı şekilde duruyordu. "Sevgilim lütfen." Başını bana doğru eğdi ama bakışları adeta buz kesiyordu. Yüzünü yana çevirip avcumun içini öptü derin bir nefes aldı.

"Şu an önümde duran yavşağa sinirlenmem gerekiyor Nida."

"Tamam sinirlen ama uzaktan sinirlen, bak bir şey olur şikayet eder seni başın belaya girer ne olur sakin ol."

"Hadi ama hanımeli tam dudağının kenarına bir tane daha."

Evet arkadan ses tam olarak tahmin ettiğiniz kişiden geliyordu. Elini benden çekip gözlerini kapatıp gülen Oflaz aniden geri çekildi. Bu saatten sonra kimse onu tutmak için uğraşmıyordu bile.

Masadan aldığı bardağı sağ eline sıkıştırdığında Oğuzhan'ı tek eliyle yakaladı ve yakasından havaya kaldırdı.

"Şimdi o bardağı dürüp büküp monte edecek hazır mısın?"

Tam olarak o an Oğuzhan'ın kulağına bir şeyler söyleyip tam olarak dudağının kenarına bardağı patlattı.

"Oflaz!"

Yanlarına gitmem için uğraşmam arkamda kritik kovalayan Cüneyt'in önüme geçip elleriyle siper olmasına kadardı.

"Sana o izi çıkarırım ve asla iyileşmesine müsaade etmem dedim değil mi? Ve iyi bilirsin, ben söylediklerimi bir kere tekrar ederim Oğuz. Eğer bir iz daha istersen- ki bu münasip bir yerine olmaz- o zaman karşıma çık ve sevgilim hakkında konuş. Ama sonrası için sorumluluk almıyorum, bilmem anlatabildim mi?"

Oğuz asla oralı olamıyordu çünkü ağzı resmen kan içinde kalmıştı. Ama ben buna pek de üzüldüğümü söyleyemiyordum.

"Helal aslanım!"

Cüneyt kocaman bir alkışla yerinde adeta tepinmeye başladı. O hepimizin aksine gülerek çekirdek çitliyordu ve herhangi bir maçın skorunu takip eder gibi taraftar sevinci yapıyordu.

Bu çocuğun iyi olduğuna emin miydik?

"Vur Oflaz, ellerin dert görmesin. Puşta bak hele! Senin sabah yediğin mısır gevreğinin içine koyduğun sütü veren ineğin yediği otu sikeyim ibnetor!"

Gönderiliyor;Hanımeli TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin