1 gün önce....
Oflaz'dan...
"Yüzüğü aldım, yüzüğü aldım dimi? Nerede? Dur cebimde. Ya düşerse? Bak sahilden geçeceğiz eğer denize düşürürsem peşinden beni de atın. Tamam mı?"
Evlenme teklifi edecektim. Yarın akşam. Her şey sonuna kadar hazırdı ve ben sakin kalmanın nasıl bir eylem olduğunu unutmuş haldeydim.
"Oğlum anladık lan, tamam. Sen hala aramadın yengemi ne bok yiyeceğini düşün önce. Çünkü benim bildiğim yengem senin ağzına sıçmadan yüzüne bakmayacak, demedi deme."
"Lan Polat ne güzel moral veriyorsun kardeşim ya, harikasın valla."
Omzunu silkti.
"Yapacak pek de bir şey yok, dost acı söyler. Bundan daha kötü günlerin de olacak birader, alış istersen."
"Bu ne biçim iş, her taraf aşk kokuyor, kusacağım."
Cüneyt oda spreyini eve boca ederken hepimiz sinek gibi ondan kaçıyorduk.
"Lan beyni bozuk amip elindeki şey kokuyor!"
Yeni dank ettiğinden şişeyi kendine çevirip hızla yere fırlattı.
"Siktir harbi mi? Beni keklemişler! Gidip döver misiniz!"
"Cüneyt işimiz var senin sikim sonik hallerini çekecek kafam kalmadı anlayabiliyor musun?"
Gözlerini devirerek karşımdaki koltukta uyuyan Tuna'nın kucağına oturdu. Ev ana baba günü gibiydi ve her şeyin her yerde oluşu beni daha da panik hale sokuyordu.
"Ulan sikeceğim yapacağın işi. Benden uzak dursana artık!"
Tuna bu defa az önce yere atılan sprey şişesi gibi Cüneyt'i yere fırlatırken Fırat araya girdi.
"Bekarlığa veda nerede olacak? Bence İzmir'deki köye gidelim."
"Evlendiler de bekarlığa vedası kaldı bir dur sende."
Cüneyt söylene söylene içeriye gittiğinde derin bir nefes alıp nasıl bir konuşmaya yapacağımı yazmaya devam ettim.
Çok sade bir şey istemiyordum ama onun içinde olduğu her şey o kadar özeldi ki saatlerdir tek bir kelime yazmamamıştım.
Her şey çok sönük kalıyordu.
"Cüneyt'i dinler misiniz? Hoparlörde şu an ve anons geçecekmiş koyduğunun salağı."
Polat telefonu ortaya doğru uzattığında kalemi bırakıp tekrardan ona döndüm.
Hele bir Cüneyt bu evlilik yoluna girsin, burnundan getirmeyen en adiydi!
"Sen bana koyamadın ama ben size küstüğüm için mikrodalgaya yumurta koydum ayrıca da çalıştırdım, temizlerken beni anmayın sizin yüzünüzden gün yüzü göremiyorum ibnetorlar."
"Koş abi koş, evi sikecek bu çocuk!"
✨✨✨
Son kez kendimi ve evi kontrol ettiğim sırada kapı çaldığından kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı. Hanımelim gelmişti, belki de dakikalar sonra karım olmaya evet diyecek kişi, hayatım gelmişti.
Aynaya bakıp kapıyı açtığımda karşımda Nida değil şık giyinimli bir adam vardı. Suratı asla tanıdık değildi.
"Merhaba?"
Bakışlarını gözlerimden çekmeden elini cebine attı ve iki tane kağıt çıkardı. Garip bir selam verme yöntemiydi.
Bu arada hayır kağıt değildi, ikisi de fotoğraftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönderiliyor;Hanımeli Texting
HumorGeçmiş, unutulduğunda, ya da hatırlanmadığında karanlık suların altına gömülebilecek kadar basit olaylar silsilesinden ibaret değil. Tarih bir şekilde tekerrür eder ve geçmiş ne olursa olsun geçmemek için elinden geleni yapardı. Ve benim çıkmazları...