Gözlerimi araladığımda hastaneden olduğumu anladım. Bitmek üzere olan serum uzun zamandır burada olduğumu doğruluyordu. Ağzımdaki maskeyi kaldırdım ve etrafıma bakındım. Yanımdaki sandalye de oturup gözlerini bana dikmiş ifadesizce bakan Spencer'ı görünce şaşırdım. Elini maskeme uzattı ve tek hamleyle indirdi.
"Hasta değilsin Destina korkma "
sesindeki soğukluk beni ürkütmüştü. Maskeyi tekrar kaldırdım
"Seninle gelmek istiyorum Spencer"
dedim kısılmış sesimle. Kafasını olumsuz anlamda salladı
"Dinlenmen gerekiyor uyandığına göre ben çıksam iyi olur"
ayağa kalkarken onu elime durdum. Hiç tereddüt etmeden geri oturdu.
"Umurumda değil Spencer ben seninle olmak istiyorum. Haklıydın buradan uzaklaşıp senin dertlerimi unutturmana izin vermeliydim ama korktum. Sadece korktum..."
alayla güldüğünde suratımı astım. Ellerini göğsünde birleştirdi.
"Neden korktun Destina söylesene! "
bakışları daha ne yaşayabilirsin ki? der gibiydi. Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım.
"Orada yaşadıklarımı nereden bileceksin ki Spencer"
dedim ruhsuz bir şekilde gülerek. Elini yavaşça elimin üstüne koydu
"O zaman anlat bana güzelim içine atma artık. Sana yardım etmemize izin ver"
gözümden akan yaşı görmemesi için hızla sildim.
"Hastalık,ölüm ve kaybolmak. Ne zaman New York kelimesini duysam aklıma bu üç kelime geliyor. Hastaydım, ölüyordum ve kaybolmuştum. Sana hastalığımın ilerlediğini bile söylemeyecektim ama seni bırakamayacağımı anladığımda dayanamadım. Sen beni iyileştirdin Spencer ama ben asla tam olarak iyi olamayacağım. Sen ne kadar çabalarsan çabala ben Anna kadar sağlıklı biri olamayacağım ben bunu bugün fark ettim. Bedenimi zorladığımda neler olduğunu gördük "
kafasının hayır anlamında salladı.
"Bunları konuşmak istemiyorum Destina..."
"Bugüne kadar gerçekten iyi olduğumu düşünmüştüm. Koşabiliyor olmamın tamamen iyileştiğim anlamına gelmiyor olacağını unutmamam lazımdı. Uzun zamandır kendimi çok daha iyi hissediyordum neredeyse gerçekten iyi olduğuma inanacaktım ama bugün bunun saçma bir düşünceden ibaret olduğunu fark ettim. Ben asla bundan daha iyi olamayacağım. "
sandalyesini bana yaklaştırdı ve kafasını omzuma gömdü. Omuzları titriyor sırtı inip kalkıyordu. Elimi uzatıp ürkekçe saçlarını okşadım
"Ölüm zamanımızı bilemeyiz değil mi? hem bakarsın birlikte güzel bir yuva kuracak kadar vaktimiz olur. Belki sana bir çocuk verebilecek kadar uzun yaşarım"
yavaşça kafasını kaldırdı ve gözlerini kapatıp yaşların yanağından süzülmesine izin verdi. Elimi uzatıp yanağını sildim ve gülümsedim.
"En az 5 yılımız var Spencer hayatımızın en güzel zamanlarını yaşayalım. Birimize bir şey olduğunda o anılara tutunur ve yaşamımızı sürdürürüz. Unutma ki ne zaman öleceğimiz belli değil o yüzden her bir günümüzü yarın ölecekmiş gibi dolu dolu ve güzel yaşayalım. "
avucuma bir öpücük bıraktı ve boşta kalan elimi tuttu. Kahverengi gözlerindeki korkuyu en son ameliyata girerken görmüştüm. O günde tıpkı böyle bakıyordu
"Annem de tıpkı senin gibi konuşuyordu. Hasta yatağında yatarken bana evlendiğimde yanımda olacağını beni yalnız bırakmayacağını söylüyordu ama ne oldu? daha aşık olduğum kadını bulmadan o beni, babamı bırakıp gitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Masalı
Romance"Bir kız günün birinde bir prensle tanışmış. Herkesin etkilendiği olan bu prens onu görür görmez aşık olmuş. Hemen her gün görüşüyorlarmış prens günden güne ona daha fazla aşık oluyormuş. Onunla konuşmaya cesaretini topladığı gün sevdiğini yakın ark...