Melek

48 1 0
                                    

Gözcü 1 konuşuyor şüpheli araç eve yaklaşıyor. Siyah BMW plakasını net göremiyorum... Görüş alanımdan çıktı. 

Gözcü 2 konuşuyor aracı gördüm. 3 kişiler. Erkek ve beyaz. Hızlarını arttırıyorlar yakında orada olurlar. 

Kalbim göğsümü yaracak kadar hızlı çarpıyordu. Ölüm bana git gide yaklaşıyordu ve ben onun gelmesini bekliyordum. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu artık. Geliyordu işte. Spencer'dan, sevdiklerimden ayırmaya geliyordu... Hastalığımın yapamadığını bu adamlar yapacaktı şimdi. Zorlukla kurduğum hayatımı bitireceklerdi. 

"Hillary bu silahı almanı istiyorum. Bu sabah sana öğrettiklerimi sakın unutma. Ne olursa olsun sadece kendini düşün. Tek amacın buradan sağlam çıkmak olsun. Arkanı dönüp bakma. Saklan ve eğer iş oraya gelirse adamları yere ser."

"Hayır."

dedim sert bir şekilde. Beni iğrenç düşüncelerimden ayırdığı için minnettardım ama dediğini yapamazdım. James elindeki silahı geri yerine koyarken gözlerindeki şaşkınlığı saklayamıyordu. İşin ciddiyetini anlayabiliyordum ama bunu yapmayacaktım. Onların kanının elime bulaşmasına, birinin bile zarar görmesine izin vermeyecektim. O lanet adamlar beni istiyorlarsa alacaklardı. Ha 5 yıl sonra ha şimdi diye düşündüm. 

"Size ne dedikleri zerre kadar umurumda değil. Sizin ne düşündüğünüz de öyle. Benim yüzümden kimsenin zarar görmesine izin vermeyeceğim. Hepinizin dönmesi gereken bir evi var. Eşi, çocuğu, annesi var. Önünüzde yaşamanız gereken uzun yıllar var benimse..."

5 yılım var demek istedim ama sustum. Kelimeler ağzımdan çıkmadı. James ağzını açıp bir şey söylemek üzereyken vazgeçti. Bileğimden tutup beni peşinde sürüklerken homurdanmaya başladı. Cesaretim sanırım telsiz kesildiği içindi. Ses gelmeyince adamların gittiğini düşünmüştüm. En azından onları sözlerimle etkileyip beni eve götürecekleri gibi aptal bir fikre kapılmıştım. Tekrar düşününce gerçekten aptallıktı. Ne kadar yalvarsam bile onlar beni evime götürmeyecekti. Kendimi savunacak güçte olsam bile yapmayacaklardı. Biliyordum. 

Gözcü 3 konuşuyor ev ile aralarında az bir mesafe kaldı. Durdular. Sanırım bundan sonrasını yürüyerek gidecekler. İniyorlar. Silahlılar. Her şeye hazırlıklı olun.

bodrum kata indiğimizde yankılanan bu ses daha çok endişelenmeme neden oldu. Sanki bana bir gerçeği yansıtmak için haykırıyormuş gibiydi. Her şeye hazırlıklı olun... Ne gibi şeylere hazırlıklı olacaklardı? 

James yavaşça bileğimi bırakıp benden uzaklaşırken birden ışıklar kesildi. Ev kendini karanlığa ve sessizliğe bıraktı. Diğerlerinin nefes alıp verişini dahi zar zor duyuyordum. Bu sessizliği hiç sevmemiştim. Kısa bir süre sonra telsizden tekrar ses geldi. 

 Gözcü 4 konuşuyor adamlar eve yaklaşıyor. Birisi dışarıda diğer ikisi eve gelmek üzere. Bizi fark etmediler. Plan 1145... 

Artık nefes alamıyordum. Yukarıdan gelen kapı sesi daha fazla telaş yapmama neden oldu. Geldiler. Matt beni kucağına alıp yürümeye başladı. Geldiler. Ellerim titriyordu artık. Karanlık nedeniyle etrafı göremediğim için kulaklarım en ufak sese karşı tetikteydi ama yine de kendime güvenemiyordum. Adamlar hala kapıya vuruyorlardı. İlk defa onlardan kaçmak istemedim. Şu saniyelere kadar bütün olanların saçmalıktan ibaret olduğunu düşünüyordum ama şimdi... şimdi aslında gerçekten başımızın büyük belada olduğunu anladım.    

Kapıdan gelen büyük ses ile taşların kapanma sesi, ardından metalin hareket ederken çıkarttığı cılız bir ses duydum. Matt beni yumuşak bir şeyin üzerine koyduğunda loş bir ışık odayı aydınlattı. Gri renkli duvarları dışında kaldığım yatak odasına benzeyen bir yerdi. Teknolojik aletler bir duvarı işgal etmişti. Eric beklemeden onların yanına geçip oynamaya başladı. 

Bir Aşk MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin