Tam 1 hafta oldu. O konuşmadan sonra onu bir daha görmedim. Aramalarıma zahmet edip cevap vermiyordu. Tonlarca mesaj attım ama yine geri dönmedi. Sesli mesaj bile bıraktım inanabiliyor musunuz? sonuç yine aynı
Aslında benim için iyi bir hafta oldu. Hastalığımın iyiye gittiğini öğrendim. Ayrılmak istemediğim evimden Luke bir cümlesi ile beni ikna etti. EĞER SIFIRDAN BAŞLAMAK İSTİYORSAN BİR TEK KENDİNİ DEĞİL ETRAFINDAKİLERİDE DEĞİŞTİRMELİSİN DESTİNA. Haklıydı ben etrafımdakileri değiştirmediğim sürece hep aynı Destina olacaktım.Bu ev benim değişmemi engellemişti.
Sonuç olarak harika deniz manzarası olan iki katlı ve iki odası olan çok büyük bir eve -pardon villa'ya- taşındık. Etrafımızda aynı tarz evler vardı ve kapının önünde güvenlikler duruyordu. Tabii en lüks ve güzel olanı bizimkiydi. Spencer en iyilerini alırdı, en iyilerine sahip olurdu.
Birde ben tek kalamadığım için Luke ile odamı paylaşmak zorunda kalmıştım. Eğer Spencer olsaydı buna izin vermeyeceğine adım gibi emindim. Anna ve Spencer aynı odada yatacaklardı ben ve Luke aynı odayı paylaşacaktık. Anna'ya Denize anlattıklarından dolayı tavır almıştım ve onunla kalmayı reddetmiştim.
İlaçlara gelince onlara iyice alıştım. Hala hastaneleri ve doktorları sevmiyorum yani hayatımda değişmeyen tek şey o oldu sanırım. Birde Luke ile çok samimi olmuştuk bana Spencer hakkında bilmediklerimi söylüyor ne yapıp ne yapmamam gerektiğini anlatıyordu. Arada benimle alışverişe bile geliyordu. Bir erkeğe oranla çok sabırlıydı
Tabi alışveriş merkezinde Tyler ve nişanlısını görünce benden daha fazla sinirlendi. Ben onlara görünmemek için kuytu köşeler bulmak için arayışlara girerken Luke benim aksime bizi görmeleri için elinden geleni yapıyordu.
İkiside gayet mutlu görünüyordu kahkahalar atıyorlardı. Gözde çiftimiz el ele alışveriş yapıyordu ne büyük şans!. Bir kaç dakika sonra Luke beni sürüklerken birine çarptım resmen iç organlarım dökülmüştü. Kafamı kaldırdığımda Tyler kasılan çenesiyle bana baktığını gördüm. Nişanlısı benimle sohbet etmek için konuşma başlattığında ben hala Luke ve Tyler'ın konuştuklarını dinliyordum.
Luke elini uzattı TANIŞTIĞIMA MEMNUN OLDUM AMA ACİL BİR İŞİMİZ VAR NEMESİS'E GÜZEL BİR SÜRPRİZ VAR ANLARSIN YA dediğinde hala ona bakıyordum. Adının Molly olduğunu öğrendiğim kız kaşlarını kaldırarak Nemesis'in ne olduğunu sorduğunda Luke konuşmama izin bile vermeden Spencer'ın bana bu şekilde seslendiğini ve benim çok sevdiğimi söyledi. NEFRET EDİYORDUM.
Deniz Bey'den güzel bir fırça yemek ayrı bir dertti. Beni evden zorla çıkartmış ve kimsenin olmadığı bir yere çekip azarlamıştı. Ciddiyim abartmıyorum resmen küçük çocukmuşum gibi azarladı. Hatta elini duvarlardan birine vurduğu için incitmişti. O eliyle bile hiç tepki vermeyip beni azarlamaya devam etmişti. Ben demeseydim hastaneye bile gitmeyecektik.
Bu bir hafta böyle geçmişti ve tam 3 gün sonra okullar açılıyordu. Yani tatilimin son damlalarıydı ve ben hala Spencer için endişeleniyordum. O konuşmamız beni gerçekten derinden etkilemişti bana benim seni gördüğüm gözlerle görmüyorsun Nemesis demişti bir ara , ve bende ilk gördüğü şeyleri anlatmıştı.
Spencer olmadan güzel geçen koca 1 hafta rahattım keyfimi bozacak kimse yoktu. Bana karışacak SİKERİM diyecek kimse yoktu. O güzel kahvaltıda yoktu her sabah kalktığım masa bomboş oluyordu bende ekmeğimin arasına bir şeyler alıp geri odama çıkıyordum. Yeni kitap arayışına girdim ve 19 tane buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Masalı
Storie d'amore"Bir kız günün birinde bir prensle tanışmış. Herkesin etkilendiği olan bu prens onu görür görmez aşık olmuş. Hemen her gün görüşüyorlarmış prens günden güne ona daha fazla aşık oluyormuş. Onunla konuşmaya cesaretini topladığı gün sevdiğini yakın ark...