Yine ve yeniden bi şekilde Sezgin in evindeydim. Ne mi oldu? Biz yemeğe çıktıktan sonra telefonu çalmış ve apar topar kalkmak zorunda kalmıştık.
Yemekten kalkamamızla sorunum yoktu, benim de acil işim çıkabiliyordu. Sezgin de her seferinde bunu anlayışla karşılamıştı, bu gün ben de öyle yapmıştım.
Ama beyefendi beni eve bırakmakta ısrar edip yola çıktığımızda yol değiştirecek vakti olmadığını, mecburen geleceğimi söylemişti. Geldikten sonra da geri yollamayı reddedip kalmamı istemişti. Sinsi kedi!
" Sinsi kedi!"
Sezgin keyifle kahkaha attı.
" Farem? Sen zekiydin en son, nasıl anlayamadın işin buraya varacağını?"
" O kadar da abartmazsın diye düşünmüştüm, aklıma geldiğinde keşke boşvermeseydim."
Gerçekten kedi gibi yanıma sokulmuştu.
" Amaan, alt tarafı benim evimde kalıcaz ne fark eder."
" Etmiyosa niye bende kalmadık?"
" Çünkü burası daha korunaklı."
" En fazla ne olabilir Sezgin? Kendin için diyosan anlıyorum, bunu saklamana gerek yok zaten."
" Benim için değil, senin için diyorum. Dün kaçırıldığını anladığımda yaşadığım korku bana yetti, dahasını kaldıramam."
Elimi yanağına koyup kirli sakalını okşadım.
" Sevgilim, kuzeyin işiydi o biliyosun. Başka kimsenin de kaçırma zahmetine gireceği birisi değilim."
" Ya sevgilim olduğunu düşmanlarımdan birisi duyduysa? Önlem almaktan zarar gelmez."
Oflayıp ayaklandım ve Sezgin in giyinme odasına girdim. Siyah bir eşofman ve krem rengi bir tişört giyip odaya geri döndüm. Benden sonra Sezgin de üstünü değiştirip geldi.
" Hadi devam edelim!"
" Tartışmaya mı?"
Gözlerini devirip benim gibi yorganın altına girdi.
" Dövme muhabbetine. Ben soruyodum sen anlatıyordun ya?"
İsteksizce güldüm, el mecbur anlatıcaktım. Ne kadar bahsetmek hoşuma gitmese de Sezgin in çok merak ettiği bir konuydu.
" Belindeki dövmenin anlamı ne?"
Kaşlarımı çatıp sorumu yönelttim.
" Ordaki dövmeyi nerden biliyosun sen?"
Sırıttı.
" Az önce kapıyı kapamayı unuttun, tam da görüş açımdaydı şansa(!)"
Dayanamayıp kahkaha attım.
" Gerçekten tam bir sinsi kedisin Sezgin."
Oluşan sessizlikten sonra dövmenin anlamını anlatamam gerektiğini hatırladım.
" 'kutsal tabut' diye bi topluluk var, çoğu benim meslektaşlarımdan oluşan. Kalan azınlık kısım ise cinayet kurbanlarının yakınları veya o cinayete tanık olmuş kişiler.
Bu kişiler yılda birkaç kez toplanıp yıl içinde onları en çok sarsan cinayet olaylarını anlatır, o kişinin acıları üzerine bir tartışma başlatılır. Kişi eğer maktülü haksız, katili haklı bulursa bir tabuta kapatılıp 24 saat orada kalır."
Sezgin dehşetle bana bakıyordu.
" Neden?!"
" Bizim işimiz cinayetleri çözmek Sezgin, duygusal olamayız, katille herhangi bir bağ kuramaz ya da anlayış gözteremeyiz.
Her neyse. Bunu yapmamızın amacı ise ölümü hatırlamak, yirmi dört saat boyunca maktülü düşünmek ve kendimize gelmek.
Dövme de bu topluluğun sembolü, görünmeyen bir yere yaptırıyor herkes."
Şoku hala atlatamamıştı anlaşılan.
" Sen bu topluluktan mısın yani?"
Başımı sallayıp onayladığımda ise konuşmaya devam etti.
" O ayinlerde ne oluyor?"
" Bundan bahsetmem yasak, katı etik kurallarımız var."
Sindirmeye çalıştığı her halinden belliydi, zamanla alışacaktı mecburen.
" O zaman tek bir soru soruyorum. Sen hiç o tabuta kapatıldın mı?"
Doğruyu söyleyip söylememek arasında gidip gelirken sinsi sevgilim çoktan anlamıştı.
" Neden kapatıldın peki?"
Karmaşa içinde olduğunu görebiliyordum. Şaşkınlık, öfke, üzüntü.. hepsini aynı anda yaşıyordu.
" Bi dava vardı, on yedi yaşında bi oğlan annesini öldürmüştü. O davayı çözmem çok zor olmuştu ama oralara girmiyorum.
Annesi çocuğu sürekli tehdit ediyormuş, derslerinde daha iyi olmazsa bodruma kilitlemekle ya da çeşitli aletlerle işkence etmekle...
Oğlan için çok üzülmüştüm ve ozandan çocuğun avukatı olmasını rica etmiştim. Bu yüzden tabuta kapatıldım.."
İnanamaz bir şekilde yüzünü sıvazlayıp bağırarak konuştu.
" E haklıymışsın!"
" Öyle değil işte sevgilim, bizim işimizde duygulara yer yok. Şimdi avukat tutmuş olabilirim ama bu çığ gibi büyüyüp yardım ve yataklık yapmaya kadar gider. Biz de bu yüzden kendimize bunu yapıyoruz, keyif aldığımızdan değil."
Yüzümün her yerine küçük öpücükler kondurup şefkatle konuştu.
" Çok zor muydu peki? Bidaha yapma olur mu, gitme şu toplanmalara."
Başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapadım.
" Kapat bu konuyu sevgilim, unut hatta. Tamam mı?"
Sıkıntıyla nefes verip saçlarımı okşamaya başladı.
" Ona da tamam anasını satayım, ona da tamam! Hayır korkmaya başladım, imkansız bir şey istiyceksin de ona da hayır diyemiycem diye, sıkıntı o."
Sesle gülüp konuştum.
" İyi geceler sinsi kedim."
" İyi geceler zeki farem."
...
Okumadan atıyorum bölümü. Bir yanlışımız ya da kusurumuz olduysa affola.
Üç gün sonra yeni bölümde görüşürüz<3
![](https://img.wattpad.com/cover/365810708-288-k489316.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEKRAR (BxB)
Teen Fiction(bxb) "karmaşa" kitabımın yan kitabıdır. o kitabı okumadan da bunu okuyabilirsiniz. Homofobikleri dışarı alalım! Dokuz yıl önce ilişkileri başlamadan biten merih ve gürbüz yıllardır birbirleriyle bırak görüşmeyi haber dahi almazken adli bilimler uz...