Merih'ten
Ozanın sabah dediği uçağın biletlerini neyseki kontrol etmiştim de salak herifin iki rakamını on iki olarak algılamasının üstünde fazla durmadan apar topar havaalanına gitmiştik.
Kontrolden geçtikten sonra bavullarımızı da geçirecektik ki telefonumun çalmasıyla duraksayıp sofi nin aramasını yanıtladım.
"Merih bey, bu saatte rahatsız ettim kusura bakmayın. Müsait miydiniz?"
Etrafıma baktıktan sonra derin bir nefes verip konuştum. Sofi de aynı William gibi güvendiğim nadir insanlardandı ve sesinin kötü gelmesi canımı sıkmıştı.
" Dinliyorum?"
" Bu gece sabaha kadar eski dosyaları düzenlemek için ofiste kaldım, ve size bir zarf geldi. Önemli gibi duruyor."
"Havaalanındayım sofi, Türkiye'ye gidiyorum. Sen açıp bakabilir misin?"
" Emin misiniz, getiren kişi takım elbiseli tuhaf bir adamdı. Özel olabilir."
" Uzatma sofi, sana güvendiğimi biliyorsun."
Birkaç kağıt hışırtısından sonra sofi telaşla konuştu.
" Uçağa binmemenizi söyleyen bi not bu!"
" Sofi doğru düzgün okur musun şunu?!"
" 'Uçağınız canını yaktığınız birisi yüzünden düşürülecek merih gençer, o uçağa binmeyin.' "
Kaşlarım çatılırken kafam iyice karışmıştı.
" Kim göndermiş, yazıyor mu?"
" Sadece ' K.Ç. ' yazıyor efendim."
" Bu notu aklından siliyorsun sofi."
Konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattım ve bana merakla bakan ozana döndüm.
" Uçağa binmiyoruz ozan, tahsin beyi ara. Sor bakalım bize özel jetini ödünç verebilir miymiş."
Ozanın kaşları çatıldı ancak benim bakışlarımı gördükten sonra sorularını bastırdı.
" Ararım şimdi, ama itiraz etmez biliyosun. Bayılıyo sana, oğlunun yerine koyuyor."
O yanımdan uzaklaşırken beş dakika önce kalkan uçağın olduğu piste baktım. Yetişememiştik, ve kabul etmek istemesem de ozanın salak hareketleri sayesinde şuan hayattaydık. Tabii bunu asla dile getirmiycektim.
Keşke daha önce haberimiz olsaydı, o zaman bir uçak dolusu insan boş yere ölmezdi. Umarım bir yanlış anlaşılmadır da kalkan uçak sağ salim iner.
Ozan yanımdan gider gitmez kısa bir duraksamanın ardından koşarak görevlilere gidip durumu olabildiğince açıkladım, bundan sonrası onların elindeydi.
Yaklaşık iki saat sonra tahsin beyin özel jetinde onunla beraber İstanbul'a uçuyorduk. Telefonlarımız kapalıydı ve durum değerlendirmesi yapıyorduk. Bir süre sonra klasik bir sohbete dönüşmüştü.
" Ne kadar teşekkür etsek az tahsin bey, karşılığında bir isteğiniz varsa seve seve yerine getiririz. Maddi manevi."
" Olurmu öyle şey merih, sen benim oğlum sayılırsın. Benim tek oğlum cinayete kurban gitmişken katilini bulan sendin, senin için ne yapsam az. Çekinme sakın."
Geçen yıl oğlu öldürülmüştü tahsin beyin. Normalde fransada yaşayan ailenin oğlu londraya geldiği tatilde ölü bulunmuştu ve dava nereden bakarsan bak çözülemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEKRAR (BxB)
Teen Fiction(bxb) "karmaşa" kitabımın yan kitabıdır. o kitabı okumadan da bunu okuyabilirsiniz. Homofobikleri dışarı alalım! Dokuz yıl önce ilişkileri başlamadan biten merih ve gürbüz yıllardır birbirleriyle bırak görüşmeyi haber dahi almazken adli bilimler uz...