18

72 6 0
                                    

" o tornavidaya dokunmadığına emin misin Ahmet?"

Korkuyla ikimize bakmaya başlamıştı.

" Neden öyle dediniz ki, hem ne dosyası o , ne geldi size?"

Murat komiser bağırmak ve terslemek için öne eğildiğinde boğazımı temizleyip konuştum.

" Cezmi beyin ifadesi, o gece evden çıkmadığını söylüyor. Seninle alakalı bir şey yok merak etme."

Dediğimde biraz sakinleşmiş ve az önceki sorumu yanıtlamıştı.

" Yok.. dokunmadım."

Yalan söylüyordu, elimizde zaten kanıt vardı ama beden dili de bunu söylüyordu. Biraz düşünmesine izin vermeliydik. Ayaklandığımda korkuyla bana baktı.

" Bize yalan söylemen sadece seni suçlu durumuna düşürür Ahmet, senin iyiliğin için doğruları söylemeni beklemek istiyorum. Bu gün biraz düşün, eğer aklına bir şey gelirse bi görevliye bizimle konuşmak istediğini söylemen yeterli. Görüşmek üzere.."

Diyip sevecen bir gülümsemeyle ona baktım.

" Görüşürüz.."

Diye mırıldandığında ikimiz de dışarı çıktık.

" Erken bitirdik sanki?"

" Buraya kadar olanları bu kadar kısa sürede anlatması mucize bildiğiniz üzere, bu yüzden onu sıkıştırmak ters tepebilir. Biraz müsaade edip düşünmesine izin vermeliyiz."

" Sen nasıl dersen dedektif, bir gelişme olursa ararlar. Sen de git dinlen artık."

Olumlu anlamda başımı sallayıp kafeteryada oturan Çelebi'nin yanına gittim.

" Neler oldu Merih abi?"

" Sorgu kaydını izlersin, verirler birazdan. Çok yorgunum.."

Diyip kafamı masaya yasladım.

" Bu arada 's' diye birisi sizi birkaç defa aradı ama kişisel telefonunuz diye açmadım."

" İyi yapmışsın. Sana zahmet bana bi kahve alır mısın?"

" Tabii."

Diyip ayaklandı ve ben de masanın üstünden telefonu alıp Sezgin i aradım. Saate baktığımda öğlen iki olduğunu gördüm.

" Sevgilim? Çok merak ettim seni, nerdesin?"

" Karakoldayım, işim yeni bitti. "

" Sesin çok kötü geliyor, hasta olacak gibisin. "

" Olmaz, vaktim yok."

" Gelip alayım mı seni? Eve gideriz, biraz dinlenirsin. Ya da çisem in yanına gideriz, sana en iyi o bakar gibi geliyor?"

Halsizce güldüm.

" Sevgilim farkında mısın bilmem ama kimsenin ilişkimizden haberi yok ve pek iyi karşılamayacaklar."

" Sıkıldım ben saklamaktan, daha rahat görüşürüz öğrenirseler. Sen konum at ben geliyorum."

Dediğinde cevap vermeden telefonu kapattım ve konum attım, hiç halim yoktu ve genizim yanıyordu. Sanırım gerçekten hasta olacaktım.

Çelebi elinde kahveyle geldiğinde Sezgin de gelmişti, ikisi de aynı anda oturunca birbirlerine tuhaf tuhaf baktılar.

" Sezgin, bu Çelebi, asistanım ve arkadaşım oluyor.

Çelebi, bu da sezgin, sevgilim."

Sezgin elini uzattığında Çelebi şaşkınca tutup sıktı.

" Bir dakika, Sezgin Alaca olan Sezgin mi?"

Ah doğru ya, abisi Tahsin amcanın adamıydı. Doğal olarak ta Sezgin i tanıyordu.

" Evet, o ben oluyorum."

Diyip sırıttığında umursamadan Çelebi'ye döndüm.

" Kimseye söylemezsen sevinirim, sadece Ozan biliyor. Bide şimdi sen... "

Sezgin Çelebi ye döndü.

" Bak şimdi ufaklık, Merih kaçırılırsa, hasta olursa, başına bir şey gelirse ya da yanında saçma sapan tipler veya sırnaşık yılışık insanlar görürsen tak diye beni arıyorsun. Hele ki! Atıyorum bi adam veya kadın, benim sevgilime yürürse önce beni arıyor sonra da o şahsiyeti Merihten uzak tutuyorsun. Anlaştık mı?"

Çelebi gülerek Sezgin i onayladığında ben de şaşkınlıkla gülüyordum.

" Anlaştık Sezgin bey. "

Sezgin bir şey hatırlayıp yüzünğ buruşturdu.

" O kuzey denen kişiyi de alma içeri falan, gereksiz herifin teki."

" Sezgin!"

Gülüp göz kırptığında ben de kahvemden son yudumumu alıp ayaklandım.

" Hadi gidelim artık, ölüyorum yorgunluktan."

Dediğimde vedalaşıp arabaya bindik. Çelebi'ye de eve bırakmayı teklif etmiştik ama arkadaşına gideceğini söylemişti.

" Sevdim ben bu ufaklığı, zararsız birisi."

Gözlerimi kısıp baktım.

" Ben hangi anlamda dediğini biliyorum, o yüzden kapa çeneni."

...

Çisem, Deniz ve gürbüzün birlikte yaşadığı eve gelmiştik. Stresten arabadan inemiyordum.

" Sakin ol merih, ozan bile kabullendiyse bunlar haydi haydi kabullenir."

" Doğru ya, ozan!"

Hemen ozanı arayıp durumdan bahsettim ve gelmesini söyledim. O gelmeden arabadan inmeyi düşünmüyordum. Bana desteğe gelecekti...

" Güzelim, gidelim işte yat dinlen. Hasta oluyosun, daha beter olacaksın."

Dediğinde mırıldandım ve kedi gibi sırnaşıp koluna sarıldım, ardından da kafamı omzuna yaslayıp gözlerimi kapadım.

Her zamanki ilahi gülüşünü duydum ve ellerini saçımda hissettim.

" Seviyorum seni.."

Dediğinde gülüp omzunu öptüm.

" Ben de seni.."

" 'Ben de seni' ney? Devamını getirsene güzelim."

Dedi tiriple. Bu haline kahkaha atıp çenesinden öptüm.

" Ben de seni seviyorum Sezgin'im."

'ha şöyle ' diye mırıldanıp saçımla oynamaya devam etti. İkimiz de mıyışmış halde öylece dururken cama sertçe vurulmasıyla aynı anda sıçradık.

Ozan memnuniyetsiz bir ifadeyle bize bakıyordu, Sezgin isteksizce camı açtı.

" Uzak dur lan arkadaşımdan! Eğk bu ne böyle sarmaş dolaş? Sende de hiç göz zevki yok be kanka!"

Ben ozanın bu haline kahkahalara gülerken Sezgin gözlerini belertmişti.

" Göz zevki yok mu? Çarpılacaksın şimdi, köpek!"

Onlar didişmeye dalarken ben de arabadan indim ve ikisini de ite kaka eve yönlendirdim. Çisem gülerek kapıyı açmıştı ki Sezgini görmesiyle yüzü düştü. Al sana bir macera daha!

...

Okumadan atıyorum bölümü. Bir kusurumuz ya da yanlışımız olduysa affola.

Üç gün sonra yeni bölümde görüşürüz<3

TEKRAR (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin