8

103 12 11
                                    

Sezgin Alaca'dan

Merihin odasına, daha doğrusu benim odama gittiğimde balkonda yıldızları izliyordu. Balkon demirlerine yaslanmış bedene fark ettirmeden yaklaştım ve arkasından beline sardım kollarımı. İrkilip garipsese de hızlanan kalbini hissediyordum. İçimde umut tohumları yeşerten bu kalp atışı benim için büyüleyiciydi.

" Ne yapıyosun?"

Hafif kekeleyerek sorduğu soruyla güldüm ve yüzümü boynuna gömdüm. Yaptığım şeylerin ne kadar aptalca olduğunun farkındaydım ama kendime engel olamıyordum, her zerrem yanımda kalmasını istiyordu. Ne öldürebilir ne de serbest bırakabilirdim.

" İleride oğlum olursa ismini Gürbüz koymayı istiyorum, sen ne dersin nasıl isim?"

Kaskatı kesilen vücudu onun için endişelendiğini gösteriyordu. Hayalkırıklığıyla geri çekildim ve sırıtmamı bozmadan yüzüne baktım.

" Ne saçmalıyosun?"

" 1,2,3.. turuncu, siyah, sarı... Bilmeceyi çöz, ödülü al!"

Gözlerinde çok derin bir korku ve heyecan gördüm. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı, o sarışına değer veriyor olamazdı.

...

Merih'ten

Nasıl? Nasıl öğrenmişti bunu?!

" Nasıl..?"

Mırıltı gibi çıkan sesim onu daha da keyiflendirmişti.

" Aa, çözemedim deme zeki fare!

Bir, turuncu, hop! Cevap Çisem Topal.

İki, siyah, hop! Deniz Özgün.

Ve üç, sarı, ne olabilir? Cevap, Gürbüz Özgün. Biricik sevgilin..."

Nefesim sıkışmaya başlamıştı, ne demem nasıl bir hamle yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sezgin kulağıma eğilip fısıldadı, nefesi tenime çarpıyordu.

" Şah mat, farecik. Ben kazandım.."

"Hayır.."

Yüzümü iki eliyle tutup iyice yaklaştı.

" Oyunun geri kalanı bende kuklacık. Fare öldü, kedi kazandı. Kuklam olarak o reddettiğin teklifimi yapmaya mecbursun. Yoksa üçünü de öldürürüm."

Yapamazdım, olmazdı... Belindeki silah dikkatimi çekmişti, kullanmayı biliyordum.

Hızlı bir hamleyle ona fırsat vermeden silahı belinden aldım ve emniyetini açıp ona doğrulttum. Ellerini kaldırma zahmetine bile girmeden kahkaha attı.

" Sen beni mi vuracaksın, farecik? Yapma, kimseyi öldüremeyeceğini ikimiz de biliyoruz."

Dediğinde namluyu kafama doğrulttum. Yüzünde oluşan değişimi görmüştüm, ellerini kaldırmıştı..

" Evet, kimseyi öldüremem. Kendim hariç."

" Dur! Yapma, tamam. Ortak bir yol buluruz, tamam mı, sakin ol Merih."

" O üç insanın acı çektiğini göremem, işime ve hayatıma ihanet etmektense de ölmeyi yeğlerim."

Tetiğe bastırmaya başladım...

...

Bir kusurumuz ya da yanlışımız olduysa affola.

Sabah bir bölüm daha atıcam, bu kısa oldu diye ama burda kesmek istedim bölümü.

Sabah görüşmek üzere!

TEKRAR (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin