1

388 17 13
                                    

Merih'ten

Yıllardır çalışmamın karşılığını güzel bir şekilde alıyordum. Peki bu bana yeter miydi? Asla! Kendi alanımda en iyisi olana kadar duramazdım.

Her ne kadar ortağımın umursamaz halleri beni çileden çıkarsa da seviyordum keratayı.

İngiltere'deki üniversite yıllarımda tanışmıştık ozan ile. Nasıl olduysa orda bile bi türk bulmayı başarmıştım. O hukuk mezunuydu. Şirketin hukiki işleriyle, çalışanlarla ve birlikte çalıştığımız firmalarla iletişime geçme işleri ondaydı.

Bakmayın başta dediklerime, her ne kadar gamsız ve gevşek herifin teki de olsa iş söz konusu olduğunda ondan iyisini bulmak zordu.

Üniversitenin ilk yıllarında "kendi ayaklarım üstünde" triplerine girdiğim için ev arkadaşı arıyordum, o zaman tanışmıştık Ozan'la. Tabii sonrasında "bana bir aile borcu var bari para versin" dediğim dedemden hayalimizdeki şirket için sermaye almıştım.

Sonuç olarak alanımızda Avrupa'nın sayılı şirketlerindendik. Alanımız mı? Söylemeyi unuttum sanırım. Ben adli bilimler mezunuyum, yüksek linsansımı da yaptım tabii ki ama maalesef doktoraya vakit kalmadan işe atıldık.

Dedektiflik bürosu denilebilecek bir konumdayız, ozan ise çözülen cinayetlerin sonrasındaki hukuki işlere bakıyor. Önce ben çözüyorum, sonra da o hapse tıkıyor şeklinde ilerliyoruz. Her geçen yıl daha da yükseliyoruz tabii. Henüz üç yıldır bu işin içinde olmamıza rağmen gayet iyi bir konumdayız.

Telefonumun çalmasıyla önümdeki dosyayı kapattım ve zaten dağılmış olan düşüncelerimden sıyrıldım.

" Efendim güzelim?"

" Ya merih neden haber vermedin?!"

" Neyi güzelim?"

" Hiç kıvırma ozan anlattı her şeyi!"

Bu gevşeğin ağzında da bakla ıslanmıyordu resmen. Sinirle homurdanmama karşı bircik, dünyalar güzeli kardeşim konuşmaya devam etti.

" Gerçekten artık dönüyosun yani, türkiyedesin bundan sonra!"

Heyecanına gülümsemeden edemedim.

" Ayy, düğünüme de gelirsin o zaman."

Kaşlarım çatıldı.

" Ne düğünü?!"

" Söylemedim mi, Deniz bu gün bana evlenme teklifi etti. "

Yüzümde kardeşimin mutluluğunun sebep olduğu bir gülümseme belirdi. Denizle liseden beri aşıktılar ve çok güzel bir çifttiler. Tabii ben liseden sonra türkiyeye adım atmamıştım ama bazen beni ziyarete gelirdiler.

" Sizin için çok mutlu oldum ama ben gelmesem daha iyi güzelim."

" Saçmalama merih, sen benim abimsin!"

" Gürbüz de denizin ikiz kardeşi. Aynı ortamda olamamız sadece gerginlik yaratır, ve onun gelmeye benden daha çok hakkı var."

Odamın kapısı tıklatılıp içeri nefes nefese sofi girdiğinde telefonla konuşmamı umursamadan araya girdi.

(İngilizce yerler italik yazılıdır, ayrı ayrı yazmaya üşendim ;) )

"Komiser... Komiser ifadeyi yolladı merih bey. Önemli gelişmeler var!"

Çisemin bir şey demesine izin vermeden son cümlelerimi söyleyip telefonu kapattım.

" Önemli bi işim var güzelim, sonra konuşuruz. Öpüyorum o turuncu saçlarından!"

TEKRAR (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin