Gözleri gözlerime değdiği anda anladım, az önce kurduğum senaryolardan birini az sonra yaşayacaktım.
Üzerime doğru bir adım attığında, ona eşlik ederek geriye doğru bir adım attım. Saniyesinde kolumu yakalayarak yetişemediğim büyük adımlarla beni merdivenlere doğru peşinden sürüklemeye başladı.
"Mirza?" dedim, sesim ağlamaklı ve korku dolu çıkıyordu. Bu ismini ikinci kullanışımdı ve ilkinden hiçbir farkı olmaması az sonra yaşanacakların özeti gibiydi.
Kolumu hışımla çekiştirip "Kes lan!" dedi, bağırmıyordu ama kalın sesi bağırıyormuşçasına yüksekti. Merdivenlerden sürüklenerek çıkarıldıktan sonra terastaki kaynanamın ayaklanarak bize doğru geldiğini gördüm puslu gözlerimin arkasından.
"Oğlum?" dedi sorarcasına, ne olduğunu algılamaya çalışıyor, Mirzanın duran adımlarıyla gözleri ikimizin arasında mekik dokuyordu.
"Sen dur Ana! Sana da sıra gelecek!" dedi, çok kıymetli annesine ikinci bağırışıydı, çok kıymetli annesiyle bu şekilde konuşan adamın bana yapacakları gözümde git gide büyümeye başlamıştı.
Konuşmanın bitişiyle duraksayan adımları devam edip uzak olmayan odamızın kapısını açtı. Hızla açılan kapı hızla ardındaki duvara büyük bir gürültüyle çarparken Mirza beni tüm gücüyle odanın zeminine fırlattı. Ağzımdan çıkan çığlığı tutmadan bağırdım. Hem başımı, hemde kalçamı çarpmıştım ki zaten oldukça hassastım.
Hemen ardımdan kapıyı yine gürültüyle kapatıp yanıma iki büyük adımda geldikten sonra sol eliyle saçımın arkasından sertçe kavrayıp kafamı arkaya doğru çekiştirerek yüzümü açığa çıkardı.
"Lan senin amacın ne?" dedi, başıma geleceklerden korkarak ağzımı açamayınca gözlerindeki öfkenin kat kat büyüdüğünü gördüm "Ne istiyorsun lan sen? Ha! Ben delireyim mi?" sağ elini kaldırdığı gibi sol yanağımda acıyı hissetim. Sağa doğru savrulan yanağımla arkamdan saçlarımı tuttuğu için canım iki kat fazla yanmıştı. Öyle bir güçle vurmuştu ki dilimin üzerinde kan tadı vardı.
Çenemden tutup yüzümü yüzünün hizasına getirdi. "Arin! O şekilde kapıyı açmak ne LAN!" yüzüme doğru resmen kükrüyordu. Açık kalamayan gözlerim gözlerini görmeye dayanamayarak kapandı, gözlerimden yaşlar boşalmaya çoktan başlamıştı.
"Öyle olmadı lan! ÖYLE OLMADI! Böyle açsaydın!" saçlarımdaki eli kaybolduğunda cümlesini kurarken elini tişörtüme atıp göğüs kısmını aşağıya doğru yırttı. Gözlerim sonuna kadar açılırken göbeğime kadar yırtılan tişörtle açığa çıkan göğüslerime baktım. Gözyaşlarım yanaklarımdan direk oraya düşüyordu.
"Ben olmasaydım gelen, ne yapacaktın? HA NE YAPACAKTIN?" artık sessiz kalamayarak ağzımı açtım "Berivan H-" demeye çalışırken bu sefer sağ yanağıma şiddetli bir darbe indi. Tokadı öyle şiddetliydi ki dengemi sağlayamadan oturduğum yerden yere yapıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet +18
Romance(+18) Yetişkin içerik, şiddet öğeleri, istismar ve küfür içermektedir. Yaş farkı vardır. Yaşım 17, bu yaştaki normal bir insanın korkusu nedir? Okuyacağı okul? Gireceği sınav? Olabilir. Ama benim korkum bunlardan biri değil. Eğer bu topraklardaysanı...